Köfteciler Sokağı’ndayım Dayı, Arnavut kaldırımlarda.
Yüreğim elimde, hüznüm dilimde ocağına geliyorum.
Ne de seviyorum burayı, ne de tat alıyorum buradan.
Acılı bir tam köfteyi somuna sar Dayı, salçalı olsun.
Acısı bol olsun masada, dilimi yaksın.
Ayranı da bol köpüklü olsun ki gönlüm kabarmasın daha başkasına.
Elazığ başka bir şehir oluyor burada.
Gazi Caddesi’nin yeknesaklığından kurtulup havamı buluyorum.
Kebabın, dönerin iktidarında köfteye sığınıyorum.
Arada bir de olsa tadımı buluyorum.
Sorma halimi Dayı, bırak böyle devam edip gitsin.
Sen aç somunu yavaş yavaş.
Gün batımına doğru bir tam köftenin harcı hüzün, içeceği bir tas köpüklü ayran olsun.
İçim yanıyor, sür köfteyi ızgaraya.
Yak çırayı ki gönlümün sarayı harap, içtiğim ayran bir nevi şarap, yüreğim de köz kebap olsun.
Hırlısı hırsızı, sosyetiği kabadayısı, evlisi barklısı, zengini fakiri, çoluğu çocuğuyla kalabalıksın o biçim.
İmajın yok başka yerde.
Çok şık duruyorsun şehrin kalbinde.
Yerin, müşterilerin ve tadın farklı.
Ama bunların hiçbiri umurumda değil Dayı.
Aklımda sadece biri var; ensemde onun nefesi, kulağımda onun sesi…
Ayrılığın isi yüreğimi sarmış.
Gözlerimde onun hayali...
Efendisi hanımefendisi umurumda değil hiçbiri.
Burası Köfteciler Sokağı, yüreğim ayrılıklar durağı, gözlerim kan çanağı...
Dayı, yak bir sigara.
Demle bir çay kaçak tadında. Köftenin üstüne iyi gider.
Ekmek arası tam bir köfte yap.
Acısı bol olsun, soğanı sosu…
Ne bulursan koy üstüne; acı, hüzün, gözyaşı, kahır.
Sıkım sıkım dök yüreğime.
Zehir zıkkım olsun bu gece yediğim içtiğim.
Bol köpüklü, tuzlu bir tas ayran da ver Dayı, soğuk mu soğuk olsun.
Bu aşkın üzerine iyi gider hani, bir tas soğuk su içmiş desinler.
Aşkını bitirmiş sansınlar.
Elazığ’da Köfteciler Sokağı’nda hüznün merkezindeyim.
Terk edilmiş bir göçmen kuşuyum.
Ülkesinden sürülmüş bir Afgan, kavgaya toplu giden Suriyeliler gibiyim.
Topyekûn hüzne sığınıyorum.
Tek suçum harcı olmak bu aşkın; mezesi, hüznü ve kahrı…
Ah Dayı; senin köftelerin de acı, benim yüreğimde.
Senin köftelerin de yanmış, benim yüreğim de.
Ah Dayı, bu sokak benim sokağım.
Karanlık erken çöker buraya.
İnsanlar akıp gider ve dakikası dakikasına uymaz buradakilerin.
Havası bozulur birden sokağın ve bir kavga başlar, küfrün bini bir para.
Sonra çiçekler açar, bir çocuk bir köfteyi ısırır, bir kadın bir köfteye tat, bir erkek bir kadına tav, bir kalp diğer bir kalbe av olur.
Dayı, bir tam köfte yap; acısı, salçası bol olsun.
Tasalanma bas acıyı.
Dilimdeki değil gönlümdeki acı yeter de artar bana!
Elazığ’da Köfteciler Sokağı’ndayım.
Yavaş yavaş bir tam somuna sarılı köfteyi büyük bir iştihayla yiyorum.
Hüznümü bir an için de olsa terk ediyorum.