Yakınlık anlamına gelir.

Acaba kime yakınız?

Hayat apartmanı her an yıkılabilen bizim gibi insanlara mı yakın olsak?

Yoksa! Yaratılanlarla mukayeseyesi imkânsız, her şeyi yoktan varlık âlemine getiren üstün bir güce mi?

  Rasyonel mantıkla düşünüldüğünde ikinci şık olman gereken yer, burası diye bağırıyor.

Böyle olmasına rağmen insanların çoğu 1.ci şıkta olmayı tercih ediyor.

Hâlbuki ilk şık bizim gibi aciz olduğundan bize kabre kadar eşlik eder?

Kabir ve sonrası için sebeplerin eli bağlı mezar denilen o karanlıklı yerde amellerinle baş başasın.

Kimseden zerre kadar yardım yok.1.şıka yakın olmaya devam etmeye ne dersin?

2.ci şık ise her şeyi elinde tutan emri kün feyeküne( ol dese, her şey olu verir) sahip bir otorite sahibi olduğundan kabrin karanlığını da dağıtmaya gücü yeten ve kabirde sana arkadaşlık edecek sevimli mahlûkatı göndermeye gücü yeten bir zat olduğundan elbette ona yakın olmak daha karlı?

İnfitar süresinde Rabbimiz‘’ Ey insan!

Seni yaratan ve sana şekil veren ölçülü kılan rabbinden uzaklaştırıp alı koyan nedir?’’

ikaz etmesine rağmen birçok insan nefsin emri altına girip rabbe yakın olmak istemiyor.

Nefis rabbini tanımak istemiyor.

Hadisi şerifte de Efendimiz sav:’’ Senin en zararlı düşmanın nefsindir’’ buyurmasına rağmen zavallı insan aldanıp oyuncak gibi sağa sola savruluyor.

Yakınlığı, tesis edecek kurban bayramını yakında idrak edeceğiz.

Birçoğunun dilinde et ve kavurma bayramı.

Kurban, ibadet olmaktan çıkıp görenek haline dönüştüğünde kullanılan kavramlarda ve kurban ibadetine bakışta çok basit oluyor.

Kurbandaki maksat, yılda birkaç gün olsa da fakire et yedirmek ve fakirin çoluk çocuğunu sevindirmektir.

Kurban dağıtımında Efendimiz (s.a.v) in uygulaması bize örnek olmasına rağmen, bunu dahi beceremiyoruz.

Kurban eti üç parçaya bölünür biri fakire biri dostlara biri de hane halkına.

Efendimiz Aişe validemize kurban etini ne yaptın diye sormuş?

Aişe validemiz cevap vermiş: Bir but hariç hepsini dağıttım.

Efendimiz cevap vermiş: Desene, bir but hariç hepsi bize kaldı.

Rabbimiz Kevser süresinde:’’ Biz sana Kevser verdik.

Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.

Asıl sonu kesik olan sana hınç besleyendir.

‘’Ayette açıkça ifade edildiği üzere kurban bir ibadet şeklidir.

Bu ibadeti rabbe verdiği söz gereği ibadet aşkıyla yapan ve imtihan edilen İbrahim peygamberin uygulaması ne ibretlik bir hadise: Hani İbrahim peygamber(as) bir oğlum olursa rabbim senin yolunda kurban edeceğim demişti.

İbrahim as ‘a oğul olarak İsmail (a.s )müjdelenmişti bundan sonrası tüm insanlık için ibretlerle dolu.

Hz İbrahim as rüyasında oğlu İsmail’i kurban ettiğini ha bire rüyasında görüyor.

Baba şefkati bu ya!

Peygamber de olsa bunu oğluna nasıl açıklayacaktı.

İleride peygamber olacak İsmail (as) fetanet(ileri görüşlülük) gereği ya da rabbin kuluna yardımı diyelim ve şu emsalsiz teslimiyet sözcüklerinin dökülmesine sebep oluyor: Babacığım!

Emrolduğun şeyi yap.

İnşallah!

Beni, sabredenlerden bulacaksın.

Bu teslimiyetle baba oğul, Peygamber de olsalar imtihanı geçmiş.

Rabbin rızasını kazanma yolunda kendilerinden sonra gelen insanlara güzel örnek olmuşlardır.

Kurban ibadeti, günlük konuşmalardan uzak ihtiyaç sahibi fakire ulaşma adına bir ciddiyetle ele alınması gereken bir ibadet şeklidir.

Kurban kesilirken de kurbana eziyet edilmeden rabbin rızasını kazanma adına bir gayretle sağlıklı bir ortam ve çevrede kesilmesi asıl amaç olmalıdır.

Diyanet işleri başkanlığımız da kurban ibadeti konusunda onurlu bir duruş sergilemeli, bazı kitle iletişim araçlarında horozdan veya tavuktan kurban olur mu?

Şeklinde anlamsız ve kurban ibadetinin ciddiyeti ile bağdaşmayacak davranışlara pabuç bırakmamalıdır.

Kurban bayramınızı tebrik eder, teşrik tekbirlerinin unutulmadan getirilmesi temennisi ile hayırlı bayramlar…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol