Halk arasında iyi ve lezzetli kavunu seçmenin en güzel yolunun, kavunun g.tünü koklamak olduğu söylenir. Eğer kavunun g.tü güzel kokuyorsa, kavun hem şirin olur hem de aroması güzel olur.

İyi de, kavunun g.tü olmaz ki! Oradaki maksat, kavunun dip (sergune) tarafının koklanmasıdır. G.t dediğimiz organ hayvan ve insanlarda mevcuttur. Yani milletvekili seçerken, iyi veya başarılı bir vekili koklayarak anlayamayız!

Buradan kavun seçmek ile milletvekili seçmenin aynı kriterlere sahip olmadığını net bir şekilde görebiliyoruz.

Bir de yalakalık vardır. Yalakalık dediğimiz kavram, yalamak kökünden gelmektedir ve bu kavram koklamak kavramının on level atlamış halidir.

Yani vekillerin bir tarafını yalayarak kendisine somut veya soyut menfaat sağlamak isteyenler için en uygun tarif yalamak kökünden gelen yalakalıktır.

Yalamak konusunda mahir olan bu kişiler dil kaslarını ziyadesi ile geliştirmiş ve bu yalama işi onlar için artık alışkanlık haline gelmiştir!

Nihayetinde hem yalayarak zevk alırlar hem de makam ve servet kazanırlar!

Şerefli insanlar için yalakalık da milletvekili seçmek için doğru kriter değildir. Yukarıda bahsettiklerimiz, seçim kriterlerinin trajikomik tarafıdır.

Gelin gerçekte milletvekili seçerken hangi kriterlere dikkat etmek lazım, onlara bakalım.

Bu yaşıma kadar kaç seçim gördüğümü sayamadım. Sanırım yaşım az buçuk ortaya çıktı!

Bugüne kadar ya bölgecilik üzerinden vekil seçmişiz, ya şeyh torunu demiş seçmişiz, ya da “valla iyi insan” diyerek seçimimizi yapmışız ve kişileri meclise göndermişiz.

Sonra ne mi olmuş? İstisnasız memnuniyetsizlik. O zaman, doğru kriterler ile milletvekili seçemediğimiz sonucuna ulaşırsak, yanılmış olmayız diye düşünüyorum.

Seçerken alkışlamak, sonrasında yuhalamak bizlerde alışkanlık haline gelmiş.

Aslında seçilenlerden çok biz seçenler hatalıyız. O gariplerin pek de suçlarının olmadığını, bizlerin onlara taşıyamayacağı bir yük yüklediğimizi de kabul etmemişiz ve onlara haksızlık yapmışız. 

Böylece yeni seçimde aynı yanlış kriterler ile vekil seçersek olacakların fotoğrafını çekmiş olduk.

Hiç boşuna dizlerimize vurmayalım. Sahipsiz Elazığ söylemi ile Twitter’da şov yapmayalım.

Kendi düşen ağlamaz diyerek köşemize çekilelim ve doksan dokuzluk tespih tanelerini  çekerken “Allah belamızı versin” diyerek başımızı önümüze eğelim!..

Peki, milletvekili seçerken hangi kriterlere bakmak lazım!

Önce liyakatli olsun. Sonra da iyi insan olsun mümkünse.

Sürekli kullandığımız bu liyakat kelimesi ne demek peki?

Liyakat Arapça kökenli bir kelime. Türkçe karşılığı, “layık olmak”. Yani Bir kimsenin kendisine iş verilmeye uygun olması, yaraşır olması, kifayet etmesi.

Bu şehrin sorunlarını ve bu sorunların çözümlerini çok iyi bilen, çalışkan, eğitim seviyesi yüksek, global Dünyanın gerekliliklerini bilen, temsil kabiliyeti üst seviyede, mümkünse Elazığ adına savaşarak yumruğunu masaya koyabilecek, halkı hor görmeyen, egodan uzak, şovdan uzak, tevazu sahibi babayiğitler olmalı…

Daha önce denenmiş, yaşını başını almış, henüz akıllı telefonu bile doğru düzgün kullanmayı bilmeyen kişiler mümkünse bu şehri temsil etmemeli. Tek amacı, vekillikten emekli olayım da ne olursa olsun diyenlerin de vekil olduğu şehir olmamalı Elazığ.

Ve dahi en önemlisi!..

Şeyh torunuyum diye insanların inançlarını kullanarak, kendilerine siyasi ve ticari menfaat sağlamak isteyenlerin,  normal yaşamlarında şeyh torunu gibi yaşamayıp günahları mubah sayarak dünyalıklarını ziyadesi ile kazananların vekil olabileceği şehir, Elazığ asla olmamalıdır.

Bunları yaklaşık beş bin nüfusu olan bir ailenin, şeyh torunu bir ferdi olarak yazdığımın bilinmesini isterim.

Seçilmişlerin seçenlere saygı duyduğu, seçenlerin seçilmişlere hesap sorabildiği, artık komşu şehirler ile kıyas yaptığımızda köy değil de eski tabir ile Paris diyebileceğimiz bir şehir olabilmesi için Elazığ’ın, bu ideali yerine getirebileceği vekillere ihtiyacı var.

Yukarıda bahsettiğimiz kriterlere uygun babayiğitlerin mecliste Elazığ’ı temsil etmesi, son iki rakamının Elazığ’ın plakası olması hasebiyle de 2023’ün Elazığ’ın yılı olmasını temenni ediyorum.

Sonuç olarak kavun seçmek ile milletvekili seçmenin hiçbir alakasının olmadığını görmüş olduk.

Milletvekili seçmek için de feraset lazım, bunları görmüş olduk.

Çocuklarımızın ve şehrimizin geleceği için doğru insanları meclise göndermenin ne kadar önemli olduğunu tecrübe etmiş olduk.

Ne koklayalım, ne de yalayalım!

Adam olalım! Adamları seçelim!

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol