Uzun zamandan beridir Elazığ OSB’nin çalışmalarından kimsenin haberi yoktu.
2020 yılında yaşanan deprem, ardından tüm dünyada olduğu gibi Elazığ’da da olumsuz etkisini sürdüren pandemi tedbirleri derken her yerde olduğu gibi OSB’de de yapılan faaliyetler kamuoyuna aktarılamadı.
OSB yönetimi de bunun farkında ve bilincinde olmalı ki önceki gün OSB toplantı salonunda basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Birçok basın mensubunun katıldığı toplantıda sorulan sorularla OSB ve şehrin ekonomisinin gidişatına dair neredeyse her konu masaya yatırıldı.
Yatırımcıların arsa probleminden, yaşanan ara elaman sıkıntılarının çözüm önerilerine kadar birçok önemli konuda fikir teatisinde bulunuldu.
Toplantının sonuna doğru sorulan; “Yeni dönemde karşınıza çıkacak olan adayın bazı siyasetçiler tarafından destekleneceği yönünde iddialar var, siyasi etik açısından bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki soru OSB Başkanı Sayın Suat Öztürk’ün haklı hiddetlenmesine neden oldu.
Elazığ kamuoyunun yakinen tanıdığı OSB Başkanı Sayın Öztürk sanki böyle bir sorunun sorulmasını bekliyormuş gibi içindekileri olduğu gibi döktü.
“Bu tür duyumları alıyoruz.” Mealinde kurduğu cümlelere, “Yıllardan beridir biz bu şehirde görev yapıyoruz. Siyasetçilerin Organize Sanayinin seçimlerine karışmasına asla müsaade etmeyiz. Herkes ayağını denk atsın.” Açıklamalarını da ekleyerek; Ak Parti eski Milletvekillerinden Sayın Tahir Öztürk’ten bahisle; benim kardeşim de Milletvekilliği yaptı ve milletvekilliğinden sonra evini dahi Elazığ’dan başka bir yere taşımadı. Bizler aile olarak yatırımlarımızı da bu şehirden başka bir yere yapmazken, bu şehirde yatırımı olmayan siyasetçilerin OSB’nin seçimlerine müdahale etmesine sessiz kalamayız. Gerekirse televizyonlara çıkar bangır bangır haykırmasını biliriz dedi.
Haklı mıydı, bihakkın haklıydı.
Bu şehirde herkesin bir rolü var.
Siyasetçinin rolü, basit bir izahla politika yapmak, yeni yeni stratejiler üretip şehrin önünü açacak projeler üretenlere destek olmak ve seçili bulunduğu yasama dönemine ait mecliste çıkartılacak yasalara onay veya ret vermektir.
OSB Başkanı ve yöneticilerinin rolü de faaliyetlerini sürdürdüğü şehirdeki sanayicilerin yapacakları yatırımların başlangıcından mevcut durumuna kadar her evresinde onların yanında olmak onların yatırımlarının önünü açmak ve onlara rol model olmaktır.
Dolayısıyla bir milletvekili veya bir siyasetçinin OSB’nin işleyişine müdahale edecek tasarruflarda bulunup mevcut yönetim veya başkanın karşısına yeni bir aday çıkarması, çıkan adaya destek vermesi abesle iştigalden başka bir şey değildir.
Bir siyasetçi veya milletvekili şehrin OSB’si üzerinde bir tasarrufta bulunmak istiyorsa bunu öne sürdüğü yeni bir adayla OSB’ye ayar vererek değil, mevcut Başkan ve yönetimiyle sürekli iletişim halinde olup, OSB’yi ‘Bir adım öne nasıl götürürüz’ün hesapları içerisinde olarak yapmalıdır.
Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hala bu şehirde insanlar konteynır kentlerde barınırken, şehrin eğitimi dibe vurmuş hayalet eğitim sistemiyle 81 vilayete kötü örnek olmuşken şehrin siyasetçileri OSB yönetimine ayar vermeye çalışıyorlarsa tabi ki bunu Sayın Öztürk’ün de kabullenmesi düşünülemez şehir insanının da…
Siyasetçi siyasetini yapmalı sanayicisi de şehrin sanayisini nasıl geliştireceğini düşünmeli.
200’ün üzerinde üyesi olan bir OSB’de insanlar kendi hür iradeleriyle çıkıp aday olamıyorlarsa bir siyasetçinin koltuk değneğiyle bir koltuğa oturmak bu şehrin sanayisinin gelişmesini sağlamak bir tarafa şehir insanını kutuplaştırır.
Dedim ya siyasetçi siyasetini yapmalı, politika üretmeli.
Muhalefetten seçilen bir milletvekili kendilerinin açmış olduğu boşlukta kendilerini yok etmiş, yüreğiniz varsa gelin gazi caddesinin bir tarafında ben diğer tarafında dördünüz gezin halkın ilgisini test edelim diye meydan okurken bir siyasetçi bu meydan okumalara kulak tıkayıp kendi mecralarının dışındaki organizasyonlara ayar vermekle meşgulse bunun tek bir izahı vardır, o da tükenmişliği kabuldür.
Onlara denilecek şey; siz ve siyasetiniz tükenmiş olabilirsiniz ama kendinizle birlikte bu şehrin bazı değerlerini de tüketmeyin lütfen.
