Eşimin önemli bir cilt rahatsızlığı vardı. Bu sebeple Elazığ'daki devlet hastanesine gidip soruna çözüm aramaya çalıştık.
Alanında uzman birçok doktorla görüştük ama sorunumuza bir türlü kalıcı bir çözüm bulamadık.
Devlet hastanesinde çözüm bulamayınca, şansımızı özel hastanelerde denedik.
Maalesef orda da aradığımızı bulamadık.
Teşhis doğruydu. 'Rose' hastalığı. Hemen hepsi teşhisi doğru koymuștu ama çözümünü bir türlü bulamamıștık
'Bu hastalığın kalıcı bir çözümü yok. Hayat boyu bununla yaşamak durumunda kalacaksınız.' dendi.
Bu cümlenin ağırlığını ve derdine derman arayan bir hasta için ne demek olduğunu empati yapıp bir düşünün...
Doktorların özel olarak yazdığı ilaçlara ödediğimiz para, muayyene ücretleriyle birlikte yaklaşık 1500 lirayı buldu.
Buna rağmen bir iyileşme olmadığı gibi, yer yer daha da kötüye gidiş oldu.
Bu sebeple son çare olarak bir özel cildiye uzmanına daha gittik.
Doktor, bir tedavi programı hazırladı ve bize başka bazı ilaçlar daha yazdı.
Eczaneye gittiğimizde yeni bir sürprizle karşılaştık.
Eşim de ben de ssk'lı olduğumuz halde, ilaçlar özel klinikte yazıldığı için, ssk'nın, doktorun yazdığı bu ilaçları karșılamayacağını öğrendik. Bu yeni şok sinirlerimizi hepten bozdu.
Düşünsenize, ssk'lısınız ve her ay yüklü ssk primi ödüyorsunuz. Ama hastaneye gittiğinizde, özel kliniğe gittiğiniz gerekçe gösterilerek, ilaçları da indirimsiz olarak, kendi özel fiyatlarından almanız gerektiği söyleniyor size. Üstelik elinizde doktor reçetesi olduğu halde...
Yani bunların özel hastaneye gidecek paraları varsa, ilaçları da alacak paraları vardır mantığı güdülüyor.
Sağlıkta gelinen noktaya bakar mısınız?
Devlet hastanesinde bulamadığımız çözümün acısına mı yanayım, yoksa uygulanan bu saçma kararlar nedeniyle bize reva görülen muameleye mi, bilemedim...
Sağlık, bu hayattaki en önemli şey.
Her șeyin telafisi var ama sağlığın yok.
Bu kadar önemli olmasına rağmen, sistemin uygulama ve dayatması sizi, paran yoksa öl, gerçeğiyle bașbașa bırakıyor.
Yazık...