Piyasa yapıcılığı hisse senedi piyasalarında tanıtım, pazarlama ve satış faaliyetini anlatır.
Piyasa yapıcı (Maker) elindeki malın tanıtımını yapar pazarlar.
Alıcı (Taker) ise bu tanıtım ile mal hakkında fikir sahibi olur, ayrıca kendi gözlem ve incelemelerini yapar, kararını kesinleştirir.
Hisse senedi piyasalarının bu rutin faaliyeti, Siyasetin de rutini haline geldi.
Her seçim öncesi bu piyasa yapıcılar ya kendi tespit ettikleri, ya da beni pazarla diyen siyasilere piyasa oluşturur, siyaset borsasında satmaya çalışır.
Keyifli bir piyasadır, Maker kazanç sağlar, siyaset piyasasında ki alıcılar izler ve genellikle kendi kanaatine göre alım kararı verir.
Satışa sunulan ‘’Mal’’ ise umutlanır, bu sefer kesin ben olacağım diye, başkanlık hayalleri kurar, vekil rüyaları görür
Mahalli İdareler Genel seçimi öncesi, siyasi piyasa yapıcılar pür telaş, erkenden arzı endam etmeye başladı.
Piyasada kimler yok ki ‘’Mal’’ piyasasında, bir dönem kanlı, bıçaklı olup piyasa açıldıktan sonra kan kardeş olanlar mı dersin.
Bir dönem pazarladıkları mal gözden düşünce, bu mal yüzünden ben de mal oldum diye günah çıkaranlar mı dersin.
Çöpe atılan siyasileri toplayıp, belki para eder diye yıkayıp, parlatıp satma derdine düşenler mi dersin.
Ak Parti özelinde bir yazı olacağı için Ak Parti dışındaki partiler kendilerine bir hisse çıkarmasın, bu yazıdan.
Bu partilerin Ak Parti den belediye başkanlığını alma hedefi tabi ki her zaman var olacaktır.
Kısaca bir geçmiş değerlendirmesi yaparak yazıya devam edelim.
2004 yerel seçimlerinde Ak Parti, hiç akla gelmeyen sıkıntılı bir aday ile seçime girmiş, Doğru Yol Partisi adayı seçimi kazanmış, Ak Partiye yenilgi yaşatmıştı.
Bu bir ilk oldu, Ak Partinin Elazığ’da aldığı bu yenilgi, Parti içi eleştirilerin yoğunlaşmasına yol açmış, Parti Genel Merkezine bundan sonra hata yapılmamalı tavsiye ve telkinlerinde bulunulmuş, 2009 seçimleri için ilk günden itibaren kollar sıvanmış, bir strateji belirlenip çalışmaya başlanılmıştı.
O süreçleri bizzat yaşayan biri olarak, süreçle ilgili çok şey anlatabilirim.
Kaybedilen seçimde SKM başkanı idim, sonrası Elazığ Belediyesinde Ak partinin meclis üyesi ve grup Başkanı idim, arşivimi açıp yaşadıklarımı tekrarlayacak değilim.
Bu dönemle ilgili birçok yazım da var zaten.
2004 seçimlerinde Ak Partiye seçim kaybettiren bu Belediye Başkanı piyasa yapıcılar tarafından Ak Partiye pazarlandı, Ak Parti tereddüt etmeden alıcı oldu ve 2009 seçimlerinde Elazığ da ilk defa belediye başkanlığını kazandı.
Bu şekildeki bir kazanış Ak Partiye ne kazandırdı, ne kaybettirdi değerlendirmesini hafızaları diri okuyuculara bırakmak daha iyi olacak, yorum yapmak niyetinde değilim.
2014 seçimleri, Ak Parti yine Ak Parti ile hiçbir bağı olmayan üstelik 2009 seçimlerindeki aday gibi muhalif biri ile seçime girmeyi tercih etti, yine kazandı, kazandı ama hatırı sayılır bir itibar kaybına uğradı.
2019 seçimleri, Parti Genel Merkezi akıllanmış olacak ki, ilk defa partili bir Başkan Adayı ile Seçime girdi.
Parti geleneklerini bilen, temiz bir geçmişi olan, dört buçuk yıl içinde, başarılı çalışmaları ile göz dolduran, Elazığ’ın uzunca yıllar ihtiyacına cevap verecek kalıcı yatırımlar ve projeler ile başarılı bir dönemi geride bırakan Sayın Şahin Şerifoğulları ile ilk defa doğru bir karar vermiş oldu.
İyi de etti gözü arkada kalmadı, bu dört buçuk yıl içinde, Şahin bey hakkında yolsuzluk, suiistimal, ihaleye fesat karıştırma, görevde yetersizlik gibi olumsuz hiçbir şey duyulmadı, bir iki parazit olsa da bunları kimsenin dinlediği, ciddiye aldığı yok zaten.
Bu şartlar altında piyasa yapıcılarının işi çok zor, kimi pazarlamaya çalışacaklar, kimi satacaklar, kime el atsalar ellerinde kalacak.
Piyasa yapıcılar çok inatçıdır, pes etmiyorlar, satacak mal bulmakta zorluk çekmiyorlar, ilk etapta bilinen isimleri parlatmaya başladılar, ilki ben bu işte yokum diye havlu attı, iyi de etti ikinci mağlubiyeti kaldıramazdı, akıllı adammış, başkanlık birikimleri kendine, yedi sülalesine yeter de artar da.
İkinci bilinen isime gelelim, bu arkadaş görevden alındıktan sonra, epeyi savruldu, çarpmadığı duvar, çalmadığı kapı bırakmadı.
İhtirası, baş edemediği egosu ile şahsına bulaştırmadığı toz bırakmadı, piyasa yapıcılar, bu arkadaşı kilolarca çamaşır suyu ile de yıkasalar, bir teneke cam sil ile de parlatmaya çalışsalar, üstüne bulaşan tozu temizleyemezler, umutsuz vaka, yazık etti kendine, geçmiş olsun.
Üçüncü meşhur ve muktedir isme gelelim, piyasa yapıcıların elinde elle tutulur şimdilik bu ağabey var.
Ağabey dedim ama benim ağabeyim değil, Şehrin ağabeyidir bu arkadaş, bana da yaşım itibarı ile her zaman ağabey demiştir, sağ olsun, her ne kadar bazı fesat çevrelerde kötü tanıtılsa da vekilliği döneminde çok önemli hizmetleri olmuştur.
Bu hizmetleri yaparken yerine göz koyduğu Şahin beyle olan güzel ilişkileri, beraberliği, dayanışma ve yardımlaşmasını şahsen ben yakından biliyorum ve şahit oldum.
Aday adaylığına müracaat etmeyince şaşırmış, telefon etmiş hayrola ne oldu diye merakla sormuştum.
Nazik biridir, epeyi konuştuk, ben artık gençlere yer açmak istiyorum, Genel Merkez de önemli bir görevi yürütüyorum, bu görevim ile Elazığ’a faydalı olacağımı düşünüyorum, bundan sonra seçilme yarışına girmeyeceğim demişti, saygı duyulacak, takdir edilecek bir karardı kendisini tebrik ettik, aklıselim herkes de bu davranışı takdir ile karşıladı.
Piyasa yapıcıların işgüzarlığı mıdır yoksa kendinin değişen bir kararı mıdır ben şahsen bilmiyorum, bu konuda bir tespitte bulunmak istemem.
Umarız piyasa yapıcıların işgüzarlığıdır, kendi kararı ise, kendisine sorulacak çok soru, cevabı istenecek çok niye var.
Her seferinde yazıyı kısa tutacağım diye niyetleniyorum bir türlü beceremiyorum, kusura bakmayın yine çok uzadı yazı, benim beceriksizliğim, çok konuşuyor, uzun yazıyorum.
Yazıyı şimdilik burada bitirelim.
Yerel seçimlere kadar gözlem ve yazılarım devam edecek.
Yazarın Dip Notu; Yazıda geçen ‘’Mal’’ ifadesi yanlış anlaşılmasın, Hisse senedi piyasasında Piyasa yapıcılar pazarladığı senede ‘’Mal’’ der, yazının başlığına göre ben de ‘’Mal’’ yazmak zorunda kaldım.
Lütfen kimse üzerine alıp kendini ‘’Mal’’ yerine koymasın.
