Yaş ilerleyince duruluyor insan, yazarken yumuşak yazıyor, konuşurken seçili cümleler kuruyor, hareketlerinde teenni ile davranıyor velhasıl olgunlaşıyor, sabırlı oluyor insan.
Yazının başlığı ‘’Şahin Şerifoğulları Düşmanlığı’’ olacaktı yazamadım, yumuşattım başlığı, düşmanlığın yerini ‘’karşıtlık’’ aldı.
Elazığ siyasetinin şahıslar etrafında şekillendiğini siyasetle ilgili herkes bilir.
Seçilme yarışına katılan birinin şahsı ve kişiliği önemlidir.
Ama seçilen birinin kişisel husumet, siyasi rekabet gibi tavır ve davranışlar ile yıpratılması, sözlü ve yazılı saldırıya uğraması ise tek kelime ile ‘’Siyasi Edepsizliktir’’
Bu huysuz ve geçimsiz davranış biçimi Elazığ da çok yaygındır.
Bizim Harput kaynanalarının tipik özelliğidir huysuzluk ve geçimsizlik.
‘’Kaynana gelinini tembihler, komşunun yarın düğünü var eğer çağırırlarsa gitmeyelim, çağırmazlarsa küselim’’
Kaynana huysuzluğunun bu aralar seçili hedefi Şahin Şerifoğulları dır.
Nedeni ise Ak Partinin yirmi yıllık yıpranmışlık ve yorgunluğuna rağmen Elazığ da partiyi ayakta tutan isim olmasıdır, bu özelliği Şahin Beyi hedef yapıyor.
Şahin bey huysuz kaynanalara ne yapsa yaranamıyor.
Gerçi Şahin beyin bu kaynanalara yaranma diye bir derdi yok ya, biz yine de bu küçük azınlığın, kaynana azgınlığının, karın ağrısının nereden geldiğine bir bakalım.
Bu kaynanaların büyük bir kısmı, siyasette başarısız olmuş tiplerdir.
Beceriksiz kişiliklerdir.
İtibar suikastini meslek edinmiş müptezellerdir.
Yemlemeyi beceren siyasetçilerden, yemlenmeye alışık yem bekleyen tiplerdir bunlar.
Hele, hele öyle huysuz kaynana tipliler var ki, ben nasıl başkan olamadım diye saçını başını yolan, yırtınan partili huysuz kaynanalardır bunlar.
Bunların kahrı hiç çekilmiyor, davul zurna ile düğüne davet etsen gelmiyorlar, çağırmasan dama çıkıp teneke çalıp kıyamet koparıyorlar.
Beyler, efendiler bu şehir çok belediye başkanı gördü, yolsuzluk ve suistimaller ile tarihe geçenler mi dersin, belediyenin babadan, dededen kalma artık arsalarını satıp personel maaşı ödemeye çalışan beceriksiz başkanları mı dersin, rüşvet ve suistimalleri ile, kabul günlerinde, kahve köşelerinde, berber dükkanlarında milletin ağzına sakız olanlar mı dersin, neler gördü neler bu şehir.
Şehrin hafızası silinmez, siz kaynanaların hafızası kaybolur ama mahşeri vicdan hafıza kaybına uğramaz.
Huysuz beyler;
Şahin bey Belediye Başkanı olur olmaz bu şehir başına yıkıldı, Şahin Şerifoğulları O korkunç depremin enkazı altında kaldı.
Üç buçuk yıllık başkanlık döneminde şehri yeniden imar etmeye başladı ve imar etti.
Çarpık yapılaşma ile boğulan Şehir nefes almaya başladı.
Geniş yol ve caddeler, hayal bile edilemeyen devasa meydanlar, oto parklar ile şehri donattı.
Kırk elli yıl önceden hizmete sokulmuş çürümüş, işlevini yitirmiş su, kanalizasyon şebekesinin tümden yenilenmesi için elini taşın altına koyup bir büyük projeyi başlatarak cesaret ve kararlılık örneği oldu.
Çevre ve Baraj gölünü tehdit eden, doğal hayatın ve biyolojik canlılığın sonunu getiren, çalışmayan arıtma tesisi yerine biyolojik arıtma yapacak yeni arıtma tesisinin yapım çalışmalarını başlattı.
Halkın istifade ettiği sosyal tesisler, dijital kütüphaneler, kültür ve sanat etkinlikleri gibi saymakla bitmeyen hizmetlerin kısa bir süre içinde hayata geçmesini sağlayan başkan oldu Şahin Şerifoğulları.
En şedit muarızlarını bile kucaklamayı bilen bir bilge kişilik oldu Şahin Bey.
Tokinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yaptığı yanlışlar şahsına mal edilirken bile sessiz kalma erdemini gösterdi Şahin Bey.
Sahi siz huysuz kaynanalar, siz ne istiyorsunuz Şahin Beyden?
Ne istediğinizi siz de bilmiyorsunuz, sadece huysuz ve geçimsizsiniz.
Haset ve huysuzluğunuz sizi bitiriyor, sizi kimse dikkate almıyor, hatta sizin haset ve huysuzluğunuz, muarız davranışlarınız Şahin Beyin hanesine olumlu yansıyor.
Çünkü sizi aklı selim her insan çok iyi tanıyor ve itibar etmiyor.
Şahin Bey için değil, kendiniz için, kendinize saygı için huysuz kaynana davranışlarını terk edin, uyumlu ve insaflı olun, varsa elinizde bir pislik, bir usulsüzlük, bir yolsuzluk belgesi erkekçe gereğini yapın, dedikodu yaparak inlerinizde debelenmeyin.
Cesaretiniz yok ise bana gönderin, bu işlerle nasıl mücadele edilir görün.
Beş benzemez kağıtla blöf yapan acemi pokerci gibisiniz, kaybetmeye mahkûm kumarbazlar, böyle devam ederseniz elinizde kalanları da kaybedeceksiniz, tabi elinizde bir şey var ise, bir şey kaldı ise.
Siz geçimsiz kaynanalar, sizin yaptığınız ifsattır, hasettir, siz müfsitsiniz, sizleri Salaha, ıslaha, muhlis olmaya davet ediyorum, sizin için, bu kent için, salah, ıslah, muhlis olun.