Bizim Elazığ bir aralar bu ‘’Sahipsiz-Kimsesiz’’ lafını çok sevdi, aşağı sahipsiz, yukarı kimsesiz, gına gelmiştik bu sahipsiz-kimsesiz lafından, itiraf edeyim bu sahipsiz-kimsesiz lafından ben çok sinir oluyordum.

Nefsime yediremiyordum, birileri birilerine nasıl sahip olur diyerek için, için öfkeleniyordum, insan kendine sahip olur, Allah dan başka sahip olmaz diye kendi kendime söyleniyordum.

Öfkeleniyordum ama bir türlü öfkemi açığa vuramıyordum, olur ya O meşhur Mafya EDHO dizisindeki Kimsesiz Baba Yaşar’ın bir kimsesizinin hışmına uğrar postu deldiririm diye.

Çoktandır bu kimsesizlerden ses seda çıkmıyordu, Maraş depremi ile kimsesizler yine ortaya çıktı.

Deprem 10 ilde ciddi can kayıplarına yol açmış, Elazığ az sayıda can kaybı ile felaketi atlattığını zannediyordu, herkes 10 ile yönelmiş, Elazığ yine bir kenarda boynu bükük kimsesiz kaderi ile baş başa kalmıştı.

Oysa Elazığ yıkım olarak 10 ilden farklı değildi, çok sayıda mahalle ağır hasarlı hale gelmiş, binlerce bina oturulamaz duruma düşmüştü.

Çok uzun sürmedi gerçeğin fark edilmesi, ilk etapta yapılan kontrollerde dört bine yakın bina ağır hasarlı olarak mühürlendi, kaba bir hesapla yirmi bin bağımsız bölüm tahliye edilmek zorunda kaldı, 2 yıl önce yaşadığımız kendi depremimizdeki gibi depremzede olmuştuk Maraş depremi ile.

Diğer on il gibi Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi İlan edildik.

Kimse geldi diye sevindik, sevincimiz uzun sürmedi, kursağımızda kaldı, yine yutturmuşlardı bize, boğazımızda düğümlendi Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi kararı.

Afet bölgelerinde banka borçları ertelenecekti, bazı bankalar ertelerken bazıları ben BDDK yı takmam diyerek kimsesizlere zulmetmeye başladı.

Afet bölgesinde gaz-elektrik kesilmeyecek borçlar ertelenecekti, salgın ve kendi depremimizdeki gibi AKSA gaz kesip, saat söküp borçları icra takibine başladı, Elazığ sahipsizliği, kimsesizliği iliklerine kadar yaşamaya başladı.

Velhasıl, afet bölgesi ilan edilmiş ama Afat bölgesi olmuştuk, kimsesiz ve sahipsiz.

Hele öyle bir olay var ki, tam bir sahipsizlik.

Hasar tespiti;

İzzet Paşa Mahallesi, 14 daireli bir apartman, çoğu kiracı.

Uyanık kiracılardan biri apartman ağır hasarlı diye müracaatta bulunmuş, kontrole gelen görevli apartman girişine şöyle bir bakıp, fazla incelemeye gerek yok, burası ağır hasarlı diyerek, raporunu sisteme girip gitmiş.

Uyanık kiracı hemen on bin lira yardım alıp, evini bir kamu kuruluşunun araçları ile taşıtmış.

 AKSA doğal gazı hemen kesmiş, diğer on üç apartman sakini aile, yeni kontroller yaptırmak için müracaatta bulunmuş.

Gelen yeni ekipler sağlam raporu tutup gitmiş.

Apartman sakinleri itiraz için ilgili yerlere başvurmuş, aldıkları cevap tam bir skandal, sistem açılmıyor, itiraz alamıyoruz.

Kimsesizler boynu bükük kafalarına yorganı, battaniyeyi çekip bu soğuk günlerde kaderlerine razı, bu memleketin sahibi yok mu diye bağırmaya başlamış.

Bu yardım ve çaresizlik feryatları bize, biz gazetecilere hemen ulaşır, bazen yerinde inceleme yapar, muhataplar ile görüşürüz, bazen de eldeki belgeleri inceler kanaat sahibi olur, köşemize taşırız, kimsesiz hikâyeleri, bu sefer de öyle oldu, taşıdık köşemize, her zamanki gibi taşımakla kalacağımızı bile bile.

Ne yapalım elimizden ancak bu kadar geliyor, sadece yazıyoruz.

Ama umutsuz değilim ben, Umudum EDHO dizisindeki, kimsesizlerin babası Kimsesiz Yaşar, umutluyum, Yaşar Baba duyarlıdır, garibanı, kimsesizi çok sever, diziden fırlayıp Elazığ’a gelebilir, kimsesizlerin kimi olabilir her an.

Köşe yazayım dedim, dizi senaryosu yazdım galiba, kusura bakmayım, hayalperest biriyim Olacak O Kadar.

Ha, bu arada artık kimsesiz-sahipsizlerin feryatlarından sinir olmuyorum, sizin yanınızdayım Kimsesizler-Sahipsizler, sizin yanınızda.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol