Birkaç gün önce Elazığ STK Platformunun ETSO Konferans Salonundaki toplantısında şehrin muhtelif sorunları dile getiriliyordu.
Davete icabet edenlerden biri de şahsımdı.
Çiçeği burnunda dönem sözcüsü Değerli Başkan Zafer AKSUOĞLU, şehrin sorunlarının çözümünde önemli iki erk sahibini de davet etmişti; Ak Parti İl Başkanı Sayın Şerafettin Yıldırım ve Ak Parti Milletvekillerinden Sayın Zülfü Demirbağ…
Malum, sorunların başında TOKİ geliyordu ancak Sayın milletvekili ve Sayın İl Başkanı her zamanki gibi şehre yapılan 25 Bin konuttan bahsederek hiç bir şehre kısa sürede bu kadar konut yapılmadığından dem vurarak TOKİ’den müşteki olanları biraz da eleştirdiler hoşnutsuzlukla itham ederek.
Tabi 25 Bin konutla ilgili konuşurlarken haklı oldukları birçok taraflarının olduğunu da inkar edemeyiz.
Lakin madalyonun öteki yüzünü görmek istemedikleri için de şahsım olarak ben kendilerine sitemde bulunarak şöyle bir serzenişte bulundum…
“Sayın Başkanım, Sayın Vekilim anlattıklarınızın bir kısmına tabi ki katılıyor yapılanları inkar etmiyoruz.
Ancak sizlerin de birçok konuda yanılgı içerisinde olduğunuzu kabullenmeniz gerekiyor.
Bakın yaşadığımız depremden sonra Devletimizin ve mevcut hükümetin Elazığ için anında seferber olduğunu inkar eden veya görmezden gelen tek bir fert bulamazsınız bu şehirde.
Devletimiz, hükümet eliyle yaşanan depremde yapılması gereken ne var ise hepsini fazlasıyla yaptı.
Nakdi yardım ise nakdi yardım, ayni yardım ise ayni yardım insanların en acılı gününde yanında olmaksa anında görüntüyle yanımızda oldular, müteşekkir ve minnettarız.
25 Bin konutun yapıldığından bahsediyorsunuz, doğrudur; tez zamanda o kadar konutu belki başka bir hükümet olsaydı yapamaz yüzüne gözüne bulaştırırdı.
Siz yaptınız ama gelin nasıl yaptırdığınıza bir bakalım?
Koskoca bir şehri TOKİ’ye mahkum ettiniz TOKİ Müteahhitleri de şehri perişan, insanları sinir sahibi yaptı.
Bakın TOKİ’yi değerlendirirken en azından bundan sonra iki ayrı kategoride değerlendirin, Kentsel Dönüşüm ve AFAD maharetiyle yapılanlar olarak.
AFAD maharetiyle yapılanlarda Kentsel Dönüşüm adı altında yapılanlar kadar sıkıntı yok.
Ancak Kentsel Dönüşüm adı altında yapılanları överseniz bunun altında kalırsınız.
Bakın öyle ki yapılan Kentsel Dönüşüm konutlarından dolayı Sayın Cumhurbaşkanı ilk açılış programına geldiğinde Yazıkonak yerleşkesindeki konutlarda çalışmaları hızlandırarak bir an önce bitirdiniz ve Sayın Cumhurbaşkanı Mustafapaşa başta olmak üzere diğer konutlardaki rezaletleri görmesin diye adamı, helikopterle şehrin üzerinde gezdirip kuşbakışıyla tepeden görmesini sağladıktan sonra uğurladınız.
Sayın Cumhurbaşkanı helikopterle değil de bizatihi konutları gezmiş olsaydı; emin olun ki; dahli olan herkesten büyük hesaplar sorardı.”
*
Sağ olsunlar hem Sayın İl Başkanı hem de Sayın Milletvekilimiz itiraz etmeyip nezaket göstererek anlayışla karşıladılar çünkü onlar da anlattıklarımızı vicdanen değerlendirmişlerdi.
*
Bahse konu toplantıdan 15 gün sonra…
Yazıkonak TOKİ sakinleri yoğun telefon trafiğine tutarak; “Gelin bari siz görün buraları da neler çektiğimizi yetkililere aktarasınız.”
Bizzat gittim…
Sayın Cumhurbaşkanının ilk açılış konuşmasını yaptığı o günkü TOKİ konutlarının bulunduğu alan içler acısı bir durumda.
Binalar zemin oturmadan inşa edildiği için yağan yağışlardan sonra tabana baskı yapmış, binaların neredeyse tümünün dış duvarları ya dökülmüş ya da mermerler duvarlardan ayrılmış, düştü düşecek mesabesinde eğreti duruyor.
Binaların çatılarından gelen sulara bir akar verilmediği için yağan tüm yağmur suları binaların temeline doluyor.
Dünya kadar masraflarla dünya kadar ağaçlar dikilmiş ama ağaçların üzerinde bir tane deseniz yeşil yaprak yok o güzelim ağaçlar kupkuru.
Binaların çevresinde yaban otları diz boyunu aşmış, havaların ısınmasıyla insanlar korkudan küçük çocuklarını dışarıya bırakmanın tedirginliğini yaşıyor şimdiden.
Zira büyüyen yaban otları yılanlara, akreplere yuva olmaya çok müsait.
Konutların bulunduğu yerleşkeye hatırı sayılır ebat ve güzellikte bir cami inşa edilmiş ancak yağışlardan dolayı caminin merdivenleri de, zemin çökmesiyle cami duvarından ayrılmak üzere.
Yazıkonak Belediyesi Meclisten çıkardığı kararla caminin hemen yanına bir Kur’an Kursu yapmak için temel kazmış ama durdurmak zorunda kalmış.
Çünkü kepçeyi vurdukları her yerden kalın kalın elektrik kabloları çıkmış.
Elektrik hatlarını çekerken maliyet düşük olsun diye, meğer kısa yol ve kestirmelerden kabloları döşemişler.
Kopan kablolardan dolayı Yazıkonak TOKİ’lerde Sokak lambaları yanmadığından müşteki konut sakinleri.
Birkaç aile ile görüştük bir gece deprem oluyor korkusuyla sıçradık bir baktık salon duvarları yerle bir.
Emlak Yönetimine başvurduk üç gün sonra ancak geldiler.
Her ay dünyanın parasını aidat olarak ödüyoruz ama ödediklerimizin karşılığında hizmet alamıyoruz.
“Bakın şu ağaçlara yazık değil mi?” diye gidiyoruz Emlak Yönetimine; “Ağaçları sulayacak hortumumuz yok.” diyorlar.
Binaların dış duvarlarının dökülmesini anlatıyoruz, kaldırımlar çöküyor diyoruz; “Daha yeni beton dökmedik mi?” diyorlar.
Şikayetler sık gidince görevli bayan çok üstümüze gelirseniz ben işi bırakırım diye komik savunmalar geliştiriyormuş kendince.
Anlatacak o kadar çok şey var ki Yazıkonak TOKİ’lerde, yazacağımız köşe yetersiz.
Sayın Cumhurbaşkanının gözünü nasıl da boyamışlar merak edenler lütfen bir gitsinler de görsünler Yazıkonak’taki TOKİ’lere.
En çok da 25 Bin konut yaptık diye övünen iktidar mensuplarının Yazıkonak’a gitmesi gerek.
Gitsinler de; devletin ayırdığı devasa bütçeyi yüklenicilerin nasıl rezil ettiklerini görsünler.
Gitsinler de müteahhitlerden dolayı gelecek seçimlerde nasıl bedel ödeyeceklerini öngörsünler.
Bütün bu sıkıntılar sadece müteahhitlerden dolayı mı yaşanıyor, Hayır.
Müteahhitlere destek çıkan onların yapmadıklarını görmezden gelen bürokratlardan kaynaklandığını da görecekler Yazıkonak TOKİ’lere gittiklerinde
Vatandaşlardan bir tanesi ağzından attı; güya Yazıkonak Belediyesi bu sıkıntılardan dolayı TOKİ müteahhitlerinin işini haklı olarak durdurmuş da; Elazığ Vali Yardımcısı Sayın Abdulkerem Abbasoğlu Ak Partili Sayın Belediye Başkanını çağırıp neden durduruyorsun diye sormuş.
Müteahhitlere; “Neden işinizi doğru dürüst yapmıyor, insanları mağdur ediyorsunuz? diye sorulması gerekenlere sormayan bürokrata bilginin doğruluğunu teyit ettikten sonra biz de soracağız; Sayın Abbasoğlu siz kimin adamısınız diye…
Devletin mi, müteahhitlerin mi?
Devletin adamıysanız devletin menfaatlerini koruyacak, devletin size verdiği yetkiyi kullanarak devletin bütçesini istismar edenlerden hesap soracaksınız.
Milletin sıkıntılarını gidermek için hesap vermesi gerekenlerden hesap soranlara; “Neden işi durdurdun?” diye sormayacaksınız.
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu bile aylarca evinin yüzünü görmeyip bu insanlar için bu şehirde gece gündüz çalışırken atadığı ve yetkilendirdiği bürokrat olarak siz Sayın Soylu’nun güvenerek size tevdi ettiği bu görevi zafiyete uğratamazsınız.
#SAYIN ABBASOĞLU SİZ KİMİN ADAMISINIZ? #sen kimin adamısın abbasoğlu #elazığ makale #elazığ yazar #nafiz koca #mehmet nafizkoca #mehmetnafiz koca #süleyman soylu #yazıkonak #yazıkonak belediyesi #toki #cami #toki cami #tokicami #elazığ yazıkonak #recep tayyip erdoğan #iç işleri bakanlığı #elazığ valiliği #elazığ vali yardımcısı #elazığ vali yardımcısı abbasoğlu #etso #elazığ sanayi ticaret odasi #asilhan arslan #insanlar mağdur #bürokrata #Abdulkerem Abbasoğlu