Seçim yaklaştıkça Kaos artıyor.
Seçim yaklaştıkça gri alanlar yoğunlaşıyor.
İttifak partileri ile Ülke tamamen ayrışmış durumda.
İttifak Partileri eli ilesağlanan bu ayrışmanın geniş halk kitlelerini nasıl etkileyeceği ise merak konusu.
İttifak sözcüleri her ne kadar ittifak içi birlik ve beraberlikten bahsetse de hiç de öyle görünmüyor, ittifak içi çelişkiler her geçen gün artıyor.
Her iki ittifak içinde yer alan iki farklı parti bu çelişkilerin artmasının temel nedeni., Millet İttifakının masa dışı ortağı HADEP ile Cumhur İttifakının resmi ortağı HÜDA PAR ittifakların temel çelişkisi.
Millet ittifakının masa dışı ortağı HADEP, ittifakın büyük ortaklarından İYİ parti için ciddi bir sorun teşkil ediyor, İYİ parti içindeki HADEP krizi İYİ parti tabanını da ciddi şekilde etkiliyor.
Cumhur ittifakında da durum farklı değil HADEP benzeri HÜDA PAR ile yapılan resmi evlilik, parti teşkilatları, Parti Genel Merkezi ve seçmenlerinde huzursuzluk yaratıyor.
Cumhur İttifakının bileşenlerinden MHP ise açık, açık ifade etmese de HÜDA PAR faktöründen rahatsız, rahatsızlığını ortak liste ile girmiyoruz, kendi amblemimiz ile seçime giriyoruz diyerek ilan etmiş durumda.
Cumhur İttifakının mini ortağı Vatan Partisi ise tamamen ittifakı terk ettiğini ilan etti.
BBP ise HÜDA PAR faktörüne MHP den farklı bakmıyor.
Cumhur İttifakının yeni Üyesi Yeniden Refah Partisi ise tam bir sorun, 30 maddelik talep ile masaya oturup, zehir zemberek açıklamalar yaparak masadan kaçan bu partinin özellikle 6284 sayılı kanunu hakkındaki çıkışları, Ak Parti Yönetiminde ve seçmeninde ciddi bir huzursuzluğa yol açtı.
Kısaca yazmaya çalıştığım bu Kaos görüntüsü ile seçime gidiliyor.
Bu Kaos hiç sürpriz değil beklenen sonuçtur.
Aykırı ve benzemez bileşenlerin yaptığı ittifak ancak bu sonucu çıkarırdı, çıkardı da.
Her iki ittifakın temel çelişkisi olan HADEP ve HÜDA PAR konusuna da kısaca girerek yazıma devam edeyim.
Bu iki parti, 1919 da kurulan ve ayrılıkçı hedefleri olan, hesaplaşma stratejisi güden Kürt Teali Cemiyetinin günümüzdeki temsilcileridir.
Bu İki Parti de Üniter Devlet yapılanmasına, Cumhuriyetin Temel Prensiplerine karşıdır, ayrılıkçıdırbu niyetlerini saklamayan bölücü ve ayrılıkçı partilerdir, ayrıldıkları tek husus birinin Seküler ve Laik sistem önermesi, diğerinin ise Şeriat temelinde devlet idaresi önermesidir, bu ayrılık ise tamamen politik bir ayrılıktır, seçmeni etkilemeye yönelik bir stratejidir.
Cumhur İttifakı din temelinde yaklaşarak HÜDA PAR riskini bir şekilde seçmenine izah edebilir ama Millet İttifakının HADEP faktörünü izah etmesi pek mümkün görülmüyor.
Burada kast ettiğim partiler Millet İttifakının iki üyesi CHP ve İYİ partidir.
İyi Parti PKK ile eş tuttuğu HADEP’İ tabanına nasıl izah edecek akıl almıyor.
CHP ise İYİ partiden farklı değil, Kendisini Cumhuriyet ve Devletinin sahibi, ATATÜRK ilkelerinin savunucusu olarak görüyor.
Görüyor ama bu partinin, İzmir İktisat Kongresinde Sırrı Süreyya Önder’in Cumhuriyete ve Üniter devlete meydan okuyan konuşmasını sessizce dinlemesi dehazmının ne kadar geniş olduğunu gösteriyor, CHP üst yönetiminin hazmını tabanının da göstereceğini düşünmek çok iyi niyetli bir beklenti olur.
Görüldüğü gibi her iki ittifak da çelişkiler ile dolu.
Bu kendi içinde çelişkili iki yapının ortak bir özelliği var, her iki ittifak da genel merkezlerindeki kurguların gerçekleşeceğini umuyor.
Hayır, kurguların sadece kurgu olarak kaldığına çok defa şahit olduk, bu sefer de öyle olacak gibi, seçmen iradesini cebinde zanneden siyasi ittifaklar 14 Mayıs’ta işin hiç de öyle olmadığına şahit olacaklar.
Seçim kimse için çantada keklik değil.