Asrın felaketi Maraş merkezli iki büyük deprem sonrası yaşananlar, yapılan yorumlar, yazılan makaleler, tepkiler, siyasi kavgalar, acılar, feryatlar artık tek gündemimiz oldu.

Bu Kaos ve felaket ortamında ilgi çeken bir soru ‘’Siz Tanrıyı Bu Kadar Kızdıracak Ne Yaptınız’’ bu soru deprem bölgesinde kurtarma yapan Hollanda kurtarma ekibinin bir elemanının sorduğu sorudur.

Sahiden, biz tanrıyı bu kadar kızdıracak ne yaptık.

Soru Metaforik bir sorudur, Metaforik anlatımlara insanlık tarihinde çok rastlanır, Kuran başta olmak üzere, tüm kutsal kitaplar Metaforik anlatımlarla insanlığa mesajlar verir, uyarılar yapar, bu türden anlatımlara mitolojide de sıkça rastlamak mümkündür.

Kutsal kitaplardaki anlatım ve uyarıları şimdilik bir kenara koyarak Yunan Mitolojisinden çarpıcı bir örnek ile yazımıza devam edelim.

Sisifos Metaforu;

Tanrıyı kızdıran, insanların uğradığı gazaplar, çektikleri acılar, karşılaştığı cezalar Yunan Mitolojisinde sıkça kullanılan temalardandır.

Tanrıyı kızdıran insanlardan biri de Tifiro’nun ilk Kralı Sisifos’tur, Sisifos keskin zekası, kurnazlığı ile tanınan bir Kraldır, Sisifos aynı zamanda bilge bir kişidir, bilgeliği haydutluğuna engel olmayan bir kral.

Homerosun Odysseia’sı ölüler diyarı Hades’teki Sisifos’un hayatını şöyle anlatılır.

Sisifos tanrısal kuralları ihlal etti, Tanrı Zeus Sisifos’u cezaya çarptırdı, Sisifos büyük bir kayayı iterek dağın tepesine çıkaracaktır.

Sisifos her seferinde dağın tepesine kayayı çıkarmaya birkaç santimetre kala gücü tükenir ve kaya yuvarlanarak tekrar eski yerine düşer, bu baş belası kayayı bir türlü dağın tepesine çıkarmayı başaramaz Sifisos.

Tanrı Zeus, Sisifos’a bu cezayı vererek, Tanrısal kuralların ihlal edilemeyeceğini, Sisifos’un gücünün bir yere kadar olduğunu anlatmaya çalışır, Çünkü Sisifos hayatında bu yasalara hep karşı çıkmış Tanrı Kral olarak her şeyi yapabileceğini düşünmüştür.

Bizim yaşadığımız son felaketler Sisifos’un inadı ve isyanı gibidir.

Tanrısal yasaları ihlal etmeyi marifet zannediyoruz, dere yataklarına yerleşiyor, konutlar inşa ediyoruz, sel bölgelerinde yerleşim yaparak ölümlere davetiye çıkarıyoruz, denizleri doldurarak Dünyada yer kalmamış gibi imara açıyoruz, tarım alanlarını yok ederek gökdelenler dikiyoruz, doğayı sürekli tahrip ederek doğal dengeyi yok ediyoruz, yaşadığımız Dünyayı hızla öldürüyoruz.

‘’Siz Tanrıyı Bu kadar Kızdıracak Kadar Ne Yaptınız’’ diyen Hollanda kurtarma ekibinin elemanı bize şunu söylüyor, siz tanrının yaslarını ihlal ederek aslında yaşadığınız Dünyayı kızdırdınız, siz Sisifos gibi inatla tanrının yasalarına isyan ettiniz.

Tanrı Kızmaz, Tanrı yasalarını değişmez bir şekilde, insan yaşamına en uygun bir mükemmellikle koymuştur.

Tanrı yasa koymakla kalmamış, insanı uyarmıştır, bu yasaları ihlal edersen başın belaya girer, felaketlere muhatap olursun, akıllı ol, aklını kullan, bana ve koyduğum yasalara itaat et, rahat yaşa diyerek bizi, bizim aklımız ve irademizle baş başa bırakmıştır.

Tanrı, ben sizin yaşadığınız her ana müdahil değilim, ben size kader biçmedim, yaşam sizin yaşamınız, yaşadığınız kader sizin çizdiğiniz kaderdir diyerek çok da zor olmayan bir sınav ile bizi denemektedir.

Biz bu kolay sınavı geçmemekte inatçıyız, tıpkı zekasına ve kurnazlığına güvenerek tanrısal yasaları hiçe sayan, ihlal eden Sisifos gibiyiz.

Yaşadığımız dramı, Kral Sifosos şahsında Mitolojik bir anlatımla yazmaya çalıştım, gerek Mitoloji, gerekse Vahiy kitaplarında tekrarlanan metaforik anlatımlar ile bize uyarılar yapılıyor, biz ise bu uyarılara kulak kapatıp, Sifisos gibi her seferinde bir cezaya çarptırılmayı, azap çekmeyi, ölmeyi, yok olmayı yıkılıp tükenmeyi tercih ediyoruz.

Doğa (Tabiat) Allah’ın Şeriatıdır (Kanunudur) Onunla savaşan Allah ile savaşır, Allah ile savaşanın sonu elim bir hüsrandır.

   

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol