“İnsanların trajedisi, geriye doğru anlaşılan bir hayatın; ileriye doğru yaşanmak zorunda olmasıdır.” diye çok güzel bir cümle ortaya koymuştur Danimarkalı filozof ve teolog Soren Kierkegaard. Hayatı en çok sorgulayanlar filozoflar olmuştur muhakkak fakat onların hayata bakışı ve hayatı sorgulayış biçimi günümüzdeki sorgulama eylemiyle hiç örtüşmemektedir. Onlar daha genel olarak fikirselliğin ve maneviyatın peşine takılıp sorgulamayı yaparken bizler ise bunu daha çok maddiyatın sınırları içerisinde yaparız.

Gelelim yukarıdaki sözün barındırdığı anlama.

Bu söz aslında bizlere tecrübenin ne demek olduğunu anlatıyor kanaatimce.

Bizler bu hayatı yaşayıp gideriz zamanın bizlere vurduğu prangalarla beraber.

Genç yaşlarda bizler hükmettiğimizi zannetsekte yaş ilerledikçe, fikirler ve bizler olgunlaşmaya başladıkça aslında bir hükmümüzün olmadığını anlarız zamana karşı.

 Daha sonra geriye dönüp baktığımızda....

Yaşarken yüklediğmiz anlamla, yaşadıktan sonra fark edebildiğimiz anlamın uyuşmadığını fark ederiz.

Ancak tamamen uyuşmadığını söylemek doğru olmaz.

Muhakkak hataların olduğu kadar doğrular da olmuştur ve olacaktır. Hayatın gerçek değerini yaşadığımız andan başımızı çevirip geriye doğru baktığımızda fark ederiz.

Kimi pişmanlık duyup yürüdüğü yolu değişir, kimisi de aynı yoldan yürümeye devam eder.

“Hayat, en acımasız öğretmendir. Önce sınav yapar sonra ders verir.” demişti Andre Gide. 

Bu söz de yazımın başındaki cümleyi destekler niteliktedir. İkisinin verdiği ortak mesaj; “tecrübe”dir. Yaşanmadan tecrübe kazanılmaz.

Tecrübe bazen acı bir tat bırakır hafızamızda, bazen tatların güzeliyle gelir çalar kapımızı.

Geriye dönüp baktığımızda derin pişmanlıklar yaşamamak için attığımız adımlara, söylediğimiz sözlere dikkat etmeliyiz.

Hiçkimse hayatı hatasız yaşamaz, öyle biri varsa zaten yaşadığı pek söylenemez, önemli olan hata oranını en aza indirgeyebilmektir. 

Bu hayatı yaşayıp gideceğiz elbette, ne yaşadığımız değil nasıl yaşadığımız önemlidir.  

Geride kırık bir kalp, nemli bir göz bırakmamaya çalışmak büyük erdemlerdendir.

Çünkü zamanın acımazlığı hayatınkiyle eşdeğerdir.

Maddi olarak yitip giden birçok şey geri getirilebilir fakat zamanın eliyle yok olup gidenleri ve kaybolan değerleri geri getiremeyiz. 

Bu yüzden yaşayacağımız pişmanlıkları en azana indirgeyebilmek için atacağımız adımlara dikkat etmeliyiz.

Gelecek geçmişi oluşturur, geçmiş ise geleceğe yön verir.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol