Elazığ'da her yerde bitmek bilmeyen yol çalışmaları var.

Bu durum halkı canından bezdirdi.

Şehir bir inşaat alanına döndü.

Neredeyse her mahallede bildik görüntüler var...

Kazılan yerlerin doldurulmaması, yıkılan bina enkazlarının kaldırılmaması ve yeterince temizlenmemesi bu kadarı da olmaz dedirtecek türden...

Arabaların alt takımları, lastikler, amortisörler bu yollarda ziyan oldu.

Sanayi esnafı yoğun mesai yapmaya başladı.

Akaryakıt zamlarını sindiremeyen halk, alt takım harcamaları için ciddi tutarlar ödemek durumunda kaldı.

Geçen bir taksici arkadaşın anlattıkları hayli ilginçti: "İnan bana eğer imkanım olsaydı, bu şehirde bir dakika durmazdım.

Herşey çığrından çıktı.

(Yolları göstererek) şu rezalete dayanabilmenin imkanı var mı sence?

Ne yaptıklarını da bilmiyoruz.

Ne halka yapılan doğru dürüst bir açıklama var ne de bu rezaletin ne kadar devam edeceğine dair bir bilgi...

Açılan çukurlar günlerce doldurulmuyor, doldurulanlar da eskiyi mumla aratıyor.

Arabalar hiçe çıktı. İnsan ne diyeceğini bilemiyor..."

Hakikaten de bitmek bilmeyen sinir bozucu bir çalışma trafiği var.

Her yerde oyuklar, çukurlar, kasis benzeri tümsekler, çakıl taşlarıyla dolu yollar ve yoğun toz bulutları...

Mesela geçtiğimiz günlerde İmam Hatip kavşağında yıkım çalışması yapıldığı için bazı yollar trafiğe kapatıldı. İşin ilginç tarafı, trafik ışıkları kavşağın bir tarafında aktif iken, diğer tarafında devre dışı idi...

Haliyle kendine yeşil yanan araç, kavşaktan dönmeye çalışırken, kontrollü geçmeye çalışan diğer araçlar da aynı kavşakta çileli bir curcunanın ve trafiğin içinde buldu kendini.

Kazaya davetiye çıkaran bu saçmalıklar ne yazık ki şehrin birçok yerinde yeterince önlem alınmadan yaşanmaya devam ediyor.

Olansa her zaman olduğu gibi vatandaşa oluyor.

Ulukent'te de benzer görüntüler var.

Ara sokaklar hatta ana yollar bile tarla yolunu andıran kasislerle dolu.

Hergün aynı yolu, aynı şekilde, zıplaya zıplaya almak bu sıcak havalarda insanı çaldırtmaya yetiyor.

Şehir büyük bir depremden çıktı.

Belki çok ciddi yıkımlar olmadı ama 24 Ocak depremiyle birleşince, hasarın boyutu ağır oldu.

Bu sebeple şehirde bazı hasarlı binalar haliyle yıkılıyor.

Buna kimsenin bir şey dediği yok. Ama yeterince önlem alınmadan yapılan çalışmalar artık halk sağlığını tehdit etmeye başladı, itirazım buna...

Ağır zam yağmurunun altında ezilen halk, bir de aylardır bu çileyi sindirmeye, göğüslemeye çalışıyor.

Umarım bu yazı, başkan Şerifogulları'nın ve belediye fen işleri yetkililerinin sağlıklı ve hakkaniyetli bir özeleştiri yapmasına olanak sağlar...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol