Ak Parti bir marjinal uygulamaya daha imza atmak için 2023 Genel Seçim Beyannamesi’nde “Her Aileye Bir Hukukçu” vaadinde bulundu.
Her ailenin bir hukukçu ihtiyacı olduğu kadar her ailenin bir psikoloğa ihtiyacı yok mudur?
Sosyal ve ekonomik yönden dezavantajlı olan ve dezavantajlı bölgede yaşayan ailelerin psikolojik desteğe ulaşımının kolaylaşması adına her aileye bir psikolog talebinde bulunuyorum.
Bir ailenin ya da bir kişinin psikolojik açıdan sağlıklı olması demek, hukuki anlamda daha az sorunla karşılaşması demektir.
Hukukçudan önce her aileye bir psikolog uygulaması acilen hayata geçirilmelidir.
2015 yılında sözü verilen aile sağlık merkezlerinde ailelerin daha hızlı psikolojik desteğe ulaşabilmeleri için iktidar ve muhalefet devletin devamlılığının esası olan ailelerin psikolojik iyi hallerini neden önemsemiyor?
Aile sağlık merkezlerinde psikolog projesinin hayata geçirilmesi ile aileler hem ücretsiz psikolojik desteğe rahatlıkla erişebilecek ve hem de önleyici psikolojik ön çalışmalar yaygınlaşma fırsatı bulacaktır.
Daha da önemlisi TV’de ve sosyal medyada paylaşılan şiddet haberlerinde sürekli birbirine şiddete uygulayan, şiddete maruz kalan toplum olmaktan kurtarmak için fırsat olabilir.
Medyadan, toplu taşımalarda ve çevremizde tanık olduğumuz şiddeti önce ailede sonra da toplumda enflasyon kadar tehlike saçan fiziksel ve psikolojik şiddete karşı önlem alarak önüne geçebilmek mümkün olacaktır.
Dünyanın ve Türkiye’nin halen tam olarak atlatamadığı pandemide yaşanan sorunlar beden sağlığının yanında psikolojik yardım almanın önemini gündeme getirmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) (2001) sağlığın sadece fiziksel iş gücüne dayalı olmadığını, psikolojik açıdan ''Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil; bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir.”
Sözleriyle ifade ettiği sağlık tanımıyla psikolojik olarak iyi bir halde olmanın da fiziksel anlamda iyi olma hali kadar önemli olduğuna dikkat çekilmiştir.
Ruhsal bozuklukları önleme ve ruh sağlığını güçlendirme birbirinden farklı ancak birbiriyle örtüşen amaçlara hizmet ederler.
Ruh sağlığı DSÖ (2001) tarafından şöyle tanımlanmaktadır: "Bireyin kendi yeteneklerinin farkına vardığı, yaşamın normal gerginlikleriyle başa çıkabildiği, üretken ve verimli bir şekilde çalışabildiği ve içinde yaşadığı topluma katkıda bulunabildiği bir iyilik halidir.”
Toplumda, sosyal ve ekonomik yönden dezavantajlı olan aileler ve/veya kişilerin psikolojik olarak daha savunmasız olmaları, kendilerini güvende hissetmeme ve umutsuzluk, hızlı sosyal değişim, şiddet ve fiziksel sağlık risk faktörleri çalışma hayatının içindeki işverenden çalışana kadar her kesimi de olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır.
İşveren bedensel sağlık kadar psikolojik açıdan iyilik halinde olan çalışanın işgücüne katkısı daha verimli olacaktır.