Öyle garip bir dünya ki, bazen doğru kelimeleri bulup yașadıklarını ifade etmekte zorlandığını fark ediyorsun.
Ne bütünüyle cesur olabiliyorsun, ne de bütünüyle içine kapanık...
Bir filmde Tarık Akan söyle diyordu: "Ne doğulu olabildik, ne de batılı..." Ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranamamak yani...
Ne kadar çabalarsan çabala, varacağın yerin, hep bir hayalkırıklığı olması çok acı...
Bunu biliyor olmak da öyle...
Havanda su dövmek denen şey tam da bu olsa gerek...
Sen ne kadar çabalarsan çabala, hayatın senin için hep bir 'B' planı illa ki olur. Küfretmek, lanet okumak vazgeçilmezin olur o vakit.
"Düşün düşün, b.ktur işin" söylemi sanki senin için söylenen ve hayatına yön veren bir realiteye dönüșür o vakit...
Ahmet Arif: "Tükür yüzüne celladın, fırsatçının, fesadın, hainin..." dese de içte ukde olarak kalır söylemek istediklerimiz...
Bazen insan olmak ve böylesine yoğun duyguları her seferinde köküne kadar hissetmenin ağırlığı daha çok koymaya başlar.
Keşke bir cansız varlık ya da doğada yaşayan, duyguları olmayan bir canlı olsaydımın pişmanlığı kaplamaya başlar içini...
Yașamak denen şey buysa eğer, ben almayayım, demenin kıvrandırıcı pişmanlığı bu belki de...
"Neden, Niye, Keşke" lerle kurulu bir yığın cümlelerin varlığını fark edip hayıflanmak, hem de ölesiye hayıflanmak...
"Gitmek" hep bir çözüm olsa da, onu gerçekleştirmek nedense hep bir ütopya olarak kalır içinde, tıpkı yapamadıklarının sende biriktirdikleri gibi...
"Allah belanı versin" demek aslında bir nefret cümlesinden çok, yașadıklarını karșı tarafa havale etme isteğidir.
Benim çektiklerimi o da çeksin demenin ferahlatıcı etkisi...
Nedensiz ve belki de içi boş bir uğraș, istek.
Kendi egonu tatmin etmeye yönelik bir rahatlama çabasından başka bir șey değil aslında, tıpkı kirleri halının altına süpürme çabası gibi kalıcı çözüm üretmekten uzak ve anlamsız...
"Ben bu dünyadan gider oldum, kalanlara selam olsun" çıkışı aslında o cesaretin sende hiç olmadığının, olmayacağının işareti olsa da, ona sarılma isteğidir seni ayakta tutan...
"Olmasaydı sonumuz böyle!" Ne güzel bir söylem. Ama yazık ki, içi boş ve izahı olmayan bir temenni.
Ve geldiğin noktayı özetler tüm çıplaklığıyla...