Kendi yaşamını çok sıkıcı bulan insanlarda başkalarının hayatını sahiplenme isteği vardır.Düşlere sığınmamız biraz da  bundandır.Kaçarız gerçek yağmurundan sığınızırız bilinçaltına.                                                                                                                        

Hayatlar ve hayallerin evliliğinde ölü doğar gerçeğe merhaba diyemeyen mecazlar.
Hayalin sıcaklığı ve yaşanılanın soğukluğu arasında bir iklimdi bizimkisi. Üç beş dakikalığına alıp götüren sonra sertçe yere çarpan dinlenilen müzik sonrası kısa süreli süren mutluluktur hali pür melalimiz.             

Dalgın bakışlar, solgun yüzler, kent orda ve de içinde yalnızlığımız. Üst üste binse de binalar, hâlbuki birbirimize ne kadar uzağız.

Bir ses yankılandı kulakta ansızın “ Durdurun zamanı inecek var." Evet, şu  
an itibariyle hiç bitmesini istemediğimiz zamanlardayız. Ve dostlarla koyu sohbet sonrası bir boşluğa düşüyoruz.

Son atılan kahkaha sonrası yüzdeki ekşimsilik, donukluk baş gösteriyor oracıkta. İki elini başının arasına alır garip kul. Bir  bakınır etrafına kim var kim yok diye? Kimsecikler  yoktur ortada. İyisi mi bari aklımı başıma toplayayım. Yiyecek bir şey kalmamışsa kemireyim beynimi yiyip bitireyim kendimi der. Dökeyim kadehe tam dolana dek içimi. 
                                                              
Zamanla hissizleşir hisleri. Duygularını ameliyatla aldırır hastadır kalbi. Alışmak yaşamın anahtar sözcüğüdür. Acılara, ayrılıklara yaralara tuz basmalara merhaba demenin diğer bir adıdır. Şair, unutmak yok alışmak vardır der. Yine bizden insaflıdır zaman. Biz unutmaya alışmışız aslında.

Tuhaf şey doğrusu gündüzler hep aydınlıktır; ama gece olunca açığa çıkıyor karanlık taraflarımız. Gece dış dünyayı örter; fakat içimizdeki perdeleri açar. Daha iyi görmeye başlarız iç âlemimizi. Gündüz oluyor. Ayıldıkça büyü bozulmaya yüz tutuyor. Gece Allah’ın, vicdana iç âleme  fısıldadığı sözler gün olunca akıldan çıkıp gitmeye hazırlanıyor. Lütfen biraz  daha otursaydınız diyoruz. Yok, artık sen  nefsinle baş başa  kalmak  istiyorsun herhalde diyorlar. Biz öylece kalakalıyoruz.                    

Çiçeği saksıya kuşu kafese mahkûm etmiştik. Alıp başımı kırlara dağlara sığınayım. Kimsecikler olmasın diye düşleriz kentten sıkıldığımız zaman. Ara ara bisikletine binip şehrin loş ışıklı varoşlarında yalnızlığı yanına alıp gezintiye çıkar. Geç de olsa anlar bu da bir aldatmaca.                                                                                                                               

Akıllı telefonun internetin çekip çekmediğine bakar anda geç de olsa anladım edebiyat yaşamın altında kalır oracıkta. 


 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol