Dünya yeni güne 'merhaba' diyordu.
Her renk bir coşkuyu, her çiçek bir böceği, her duygu bir aşkı simgeliyordu sanki...
'Gitmek'le' kalmak' arasındaki o ince çizgide gidip geliyordu.
Bir yanda alışkanlıkları, öte yanda yeni hayatın gizemli sırları...
Fazla düşünmek istemedi hiçbir șeyi.
Geride bıraktığı 'keșke'ler ve 'niye'lerle dolu hayatın kasvetli havası yıldırmıștı onu.
Geçmişine çizgi çekmeye kararlıydı.
Yașadıklarını, geçmişini akbabalar yesin'di.
Artık ne olacaksa olsun, inceldiği yerden kopsundu hayat onun için...
Hiç sorgulamadı olanı biteni.
Hayat ona bir kez daha 'gitme' diyecekti, biliyordu.
Ama bu kez kararlıydı, gidecekti, hem de bir daha geri dönmemecesine...
Üstelik bu gidiş her yönüyle diğerlerinden farklı olacaktı, bunu hissediyordu.
Maddi kaygılar gözüne hiç gelmedi.
Yaşadığı anlık mutluluklar, beraberinde getirdiği üzüntülerin arasında dağılan bulutlar gibi kaybolup gitmiști çünkü.
Artık içindeki ses bile kendisine 'yapma' diyemiyordu.
Bunun bir işaret olabileceğini düşündü.
Öyle ya, hayat denen şey ona sürekli bir oyun oynuyor olamazdı.
Kendisine 'yürü be' diyecek bir ses aradı, buldu da...
O sesin varlığına ve kendisini çepeçevre kuşatacak bir güç olduğuna inanmak istiyordu artık.
'Sen hele bi adım at, gerisi zaten çorap söküğü' gerçeğinin parıltısı çaktı gözlerinde.
Artık ileriye bakma vaktiydi. Rıhtımda kalıp mendille el sallama dönemi çoktan bitmiști.
Bir karar almak ve sonra geriye dönüp bakmadan yürümek...
Belki de en zoru buydu ama esas gerçeğin bu özgüven olduğuna inanmak istiyordu.
Orhan Pamuk gibi, bir kitap okudum hayatım değişti, türünden bir parıltılı ışık huzmesi aradı...
Artık biliyordu, bu hayat, alacağı kararlarla ya yaşanır hale dönüșecek ya da mutsuzluğa açılan bir kapıdan içeri atacaktı onu...
Kendini hayatın akışına bıraktı.
Tıpkı dalından kopan bir yaprak gibi savrulmak istiyordu...
Korkularını ve kaygılarını hatırlayıp cesaretinin büsbütün kaçmasını istemiyordu artık.
'Anasını sattığımın dünyası' çıkışının çılgınlığıydı bu belkide...
Gidecekti, sürünerek de olsa, acı çekerek de olsa, gidecekti...
Bir hışımla ayağa kalktı, yürüdü ve bir müddet sonra gözden kayboldu...