Yılan diye tanıdığımız üst başlıkla bir hayvan, bu hayvan türü açılımın da çokça türü vardır.
Doğamızda varlığıyla, oluşturduğu denge katkısıyla, döngüdeki görevleriyle önemli ve değerlidir.
Yazıma başlık olarak kullandığım “Yılan” ise halk arasında hain, art niyet sahibi, kibir ve egoyu kendi içinde var eden, mecazi bir tanım, yakıştırma. ..
Yılanın biri ateş böceğinin peşine düşmüştü.
Onu tam yemek üzereyken ateş böceği, -“Sana bir şey sorabilir miyim?” dedi.
Yılan; -“Aslında kurbanlarımın sorularını cevaplamam, ama bir istisna yapıp sana izin vereceğim” dedi.
Ateş böceği sordu: -“Sana bir şey mi yaptım?” -“Hayır” dedi yılan. -“Senin besin zincirine mi dâhilim!” diye sordu ateş böceği. -“Hayır” dedi yine yılan. -“O halde niçin beni yemek istiyorsun” diye sordu. -“Işığını görmeye dayanamıyorum da, ondan.” dedi yılan. ..
Sorunumuz olan, olmasından rahatsızlık duyduklarımız, ışığımızdan, ışık veren insanlardan kurtulmaya çalışan, zarar veren, yalan ve iftiralarla ışığı körelten, yok etmeye çalışan yılan ruhlu insanımızdır.
En kötüsü ve zor olan ise yılan ruhlu insanların görüntüsünün belirgin olmaması, çoklukla sen ben gibi insan gibi görüntü sergilese de süreçle alakalı mutlak bir zaman diliminde yılan ruhunda ki saldırıyı gerçekleştirme yapılanmalarıdır.
Yılan ruhlu insan nerededir, nasıl anlarız, nasıl tanırız soruları çok defa net ve bilimsel bir cevaba endekslenemez.
Öyle ki; aynı ortamı paylaştığımız yakınlarımız, aynı iş yerini ya da aynı projede emek verdiğimiz, aynı mücadele içinde koltuk temasında olduklarımızdan dahi çıkabilir.
Bu kadar zor ve muamma bir hayatın içinde yaşarken yılan ruhlu insanlardan nasıl kurtulacağız, nasıl ayıklanacağız?
Kendimiz olmak, doğru ve gerçek olanlara sırtımızı dönmeden, zarif ama bilge yapımızdan tavizkar davranmadan, adaletli ve adam olup adam kalma mücadelemizi an olsun bırakmadan mümkün.
Anonim masalımsı anlatımda da yapılan vurgu bu değil mi?
Işık ve gerçekler haince planları olan yılan ruhlu insanları hep korkutmuş, rahatsızlık vermiştir.
