İlkokula gidiyordu.
Mahallenin en fakir çocuğuydu, ondan daha fakirini görmedim de ondan böyle bir kıyasa gidiyorum.
"Nereden biliyorsun?" diye soranlara cevap olsun maksat bu cümle.
Annesiyle bir başlarına sefaletin resmi olan tek gözlü bir evde yaşıyordu.
Küf kokan, basık ve bir o kadar da kaderine terk edilmiş bu harabede yaşam savaşı veriyorlardı.
Okul çıkışı sırtında çantası, ki bu çanta eski bir battaniyeden idareten yapılmış, gözlerinde iri ve çerçevesi yara bandıyla tutturulmuş gözlüğüyle yanıma geldi.
Biz üç kişi ayaküstü konuşuyorduk. - Eğil! diye işaret etti bana, onun bu samimi tavrına gülümseyerek: - Tabiki. dedim ve eğildim. Kulağıma yanaştı ve: - Bana bir lira ver, bugün anneler günü ve ben anneme zarf alacağım.
Bir hediye hazırladım onu koyacağım içine. dedi.
Beş lira çıkardım cebimden ve uzattım ona: - Hayır, dedi, "bir lira ver." Beş lirayı geri aldım ve ona bir lira verdim.
Gözlerini kocaman açtı ve gülümsedi bana.
O mutluluğu hiçbir gözde yakalayamamıştım bugüne kadar.
Mutluluğun resmiydi bu, evet evet.
Ressam olsam o anı olduğu gibi çizer ve Nazım'a da seslendirdim: "Al sana mutluluğun resmi..." diye.
Koşarak karşıdaki kırtasiyeye gitti.
O yetim çocuğun ardından bakarken gözyaşlarımı tutamadım, hıçkıra hıçkıra ağladım.
Yanımdakiler durumu anlamamıştı ve ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibi bakıyorlardı. - Bu çocuk, dedim "dünyanın en güzel çocuğu...
Annesi için yüreğindekini zarfa koymak istedi ama zarf alacak 1 lirası dahi yoktu, ona ağlıyorum."
Başka hiçbir şey demeden gözyaşları içinde anneme doğru yürüdüm.
Siz de gidin, hem de şimdi, hatta koşarak...
Kiminin zarfı yoktur ama kalbi vardır.
Bulduğu tek zarfa da yüreğini koyar; özlemini ve aşkını.
Kimininse yüreği yoktur ama zarfı vardır ve o zarfa koyacak ne bir yüreği ne de bir özlemi vardır.
Fakirliğin maddi bir kavram olmadığını ne zaman anlayacak insanoğlu?
Şefkatin, merhametin, iyiliğin ve güzelliğin tükendiği bir vakitte dünyanın sahibi olsanız ne yazar?
Marifet zarfa bakmak değil mazrufa bakmaktır.
Annesinin bir tanesiydi ama bir lirası dahi yoktu.
Annesinin nar tanesiydi, sevgisi ne kadar da çoktu. İlkokula gidiyordu.
Annesi çok seviyordu.
Zahirde fakirdiler batında ise zengin...