Bir seçim gezisi, Sivrice Programı, Gölün kıyısındaki bir yazlık, Rahmetli Rezzak OĞUZ beyin misafiriyiz, yemek ikramı var,
Rezzak beyin muhterem eşi, tüm maharetini göstermiş, misafir ağırlamanın muhteşem örneğini veriyor.
Ana yemek öncesi, ikramların biri gidip biri geliyor.
Ana yemek ağır bir et yemeği, Zülfü beyi dehşetle seyrediyorum, doyma hissini kaybetmiş gibi.
Ana yemek sonrasında, bir tabak bal ve tuzsuz tereyağı istiyor, onu da iştahla yiyor, yanımdaki Mehmet Kuzuya fısıldıyorum, şuna söyle, şeker komasına girecek, yemesin!
Mehmet Kuzu, söylesem de dinlemez diyor.
Evet Zülfü Bey Şeker hastasıdır.
Buna rağmen yemeden içmeden kendini alı koyamaz.
Yine Zülfü beyle ortak dostumuz olan Rahmetli Ahmet AYTAÇ beye telefon ederek, peynir helvası yaptırdığını, Hanımefendinin yaptığı O güzel helvayı tabak tabak yediğine şahidimdir.
Sosyal medya bu ara Zülfü bey ile çalkalanıyor.
Zeki Akbıyık televizyon programında, Zülfü beye Sahipsiz Elazığ sloganını sorunca, Zülfü bey tabiri caiz ise vitesten atmış.
Bu lafı söyleyenlerin kan testi yaptırmalarını önermiş.
Videosunu seyrettim programın, Zülfü beyin O beyaz yüzü adeta morarmıştı, yerinde duramıyor, ağzına geleni sarf ediyordu.
Üzülmedim, sadece kahkaha atım.
Biliyordum Zülfü beyi, bu türden çıkışları yeni değildi.
Biz bu işlerden el çekince ortalık darmadağın olmuş
.
Tanıtım ve Medya başkanlığı yaptığım dönemde, Televizyon ve Mikrofon başına geçecek vekilleri uyarır, yemek yememelerini önerirdim, ola ki, şekeri, tansiyonu çıkıp da yanlış bir şey söylemesin diye.
Zülfü beye iyi bir basın danışmanı lazım galiba.
Neyse bizi ilgilendirmeyen işlere bulaşmayalım.
Gelelim Sahipsiz Elazığ meselesine.
Elazığ'ın yaşadığı iki felaket biliniyor, Elazığ'ın çaresizliği de biliniyor, kızmaya gerek yok.
Elazığ Ekonomik ve Sosyal olarak çökmüş durumda.
Elazığ'ın bu çöküşünü Milletvekillerinin durdurması mümkün değil.
Milletvekilleri, vekillik özelliğini, etkisini zaten başkanlık sistemi ile kaybetti.
Boşuna havaya girip, kendilerini millet ile kötü ediyorlar.
Sadece memurlar, ballı maaş alan birer memur statüsündeler.
İsteseler de Elazığ'a sahip çıkamazlar.
Zülfü beye bir yığın sorun içinden sadece birini alıp, sakince bir sorum olacak.
Madem kendini Elazığ'ın sahibi olarak görüyorsun, AKSANIN Elazığ da yapmış olduğu zulme niye müdahil olup Elazığ'a sahip çıkmadın?
AKSA, Elazığ da, iki kanun olmasına rağmen, gaz kesip elektrik kesip, saat sökerken Peynir helvası mı yiyordun?
Yorgun ve Şeker hastasısın Zülfü bey.
Ak Parti gibi yorgun ve çaresiz.
Evet yorgun ve çaresizsiniz, Ülke artık şirketlerin yönetiminde.
Şirketler ne derse O oluyor.
Ne sizin ne de Milletin bir hükmü kalmadı artık.
Gerçeği görüp, sakin sakin yerinizde oturun Zülfü bey.
Bağırıp, çağırmak zayıflık belirtisidir.