Başaran Yaşlı iki dönemdir Alacakaya’da belediye başkanı olarak görev yapıyor. Sevilen, köklü bir aileden geliyor olması halk ile olan etkileşiminde önemli bir avantajdı. Bu avantajı lehine çevirmesini bildi.
Varlıklı bir aileden geliyordu. Buna rağmen soluğu büyük şehirlerde alıp yatırımı buralara taşımak yerine, kendi memleketine, halkına faydalı olmayı esas alan bir anlayışla hareket etmeyi tercih etti. Bu beraberinde birçok eleştiriyi getirse de o, bu eleştirilerin üzerinde fazlaca durmadı.
Alacakaya’nın mali imkanları kısıtlıydı. Önceki başkanların ilçeye yatırım ve hizmet anlamında bundan dem vurmaları ve ilçeyi hak ettiği yere getirememeleri, onu endişeye düşürmedi. Birçok hizmet için koştururken, görüşmeler yaparken belediye bütçesi yerine kendi mali kaynaklarını kullandı. Kendi deyimiyle tek amacı vardı, ilçenin makus talihini değiştirebilmek…
Bu anlamda babası Mahmut Yaşlı’nın kendisine büyük katkısı oldu. Mahmut Beyin halk nezdinde önemli bir saygınlığı vardı. Sevilen, değer verilen biriydi. Fakir fukara babasıydı. Alacakayalı olup da Mahmut Yaşlı hakkında bir tek olumsuz cümle sarf edene rastlayamazsınız. Bu etkiyi bırakabilmek sanırım çok az insana nasip olur.
“Benim tutan elim, gören gözümdü. Onsuz hiçbir şey yapmazdım. Bu hayattaki yegane manevi gücümdü…” demişti babası için başkan. Baba oğul arasındaki bu etkileşimin artık olmayacağının yaşatacağı haletiruhiyeyi bir düşünün derim…
Bir kez daha rahmet diliyorum Mahmut Beye…
Bu yazının amacı başkanı methetme değil elbette. Bir hakkı teslim etme.
Ben daha evvel de başkanı eleştiren birkaç yazı yazmıştım. Bu eleştirileri kulak arkası etmedi, payına düşeni çıkarmasını bildiği gibi, beni de arayıp eleştirileri cevapladı ve beni de ilçeye davet ederek çalışmaları bizzat görmemi istedi.
Ilçenin sıkıntıları elbette çok ama bunlardan ikisi çok önemli.
İlçede kalıcı konut ve hastane yok ve bu çokça dile getiriliyor. Bu anlamda önemli adımların atıldığını duydum. Zira kalıcı konutlar için yer tahsisinin, hastane konusunda da gerekli çalışmaların ve görüşmelerin yapıldığı, sözlerin alındığı bilgisine ulaştım. Bu iki önemli konu için gerekli açıklamaların ileriki aylarda yapılarak kamuoyuyla paylaşılacağını duymak umut verici...
2016 yılında yılın yerel yöneticileri ödül töreninde umut vaad eden yerel yönetici ile birinciliğe layık görülen Başaran Başkan, ilçenin genel görüntüsünü de değiştirerek görsel anlamda ilçeye bambaşka bir ivme kazandırdı.
Yeşillendirme, yol, sokak genişletme, çocuk oyun parkları, kütüphane, dış cephe giydirme, çok amaçlı salon, içme su ishale projesi… gibi çalışmalar bunlardan sadece birkaçı…
Yurtta susuzluk sıkıntısının baș gösterdiği șu günlerde içme su ishale projesiyle ilçedeki su sıkıntısını çözen başkan, Site Mahallesinde kendi özel bütçesiyle de 36 dairelik konut projesine başladı...
Tavla Mahallesi yolu ile ilgili olarak daha evvel kaleme aldığım yazıda bu yolun yapılamamasını eleştirmiş, başkanı göreve çağırmıştım. Sonrasında, yolun yapılarak estetik anlamda güzel bir görüntüye kavuştuğunu görmek her Alacakayalı gibi, bizi de onure etti.
Ayrıca Altıoluk Köyünde yapılan yol, parke, duvar ve taziye evi çalışmalarının da çoğunun bittiğine tanık olmak, mutluluk verici.
Ayrıca 4.Murat Hanı ve Sori Șelalesi'nin Turizme açılması için birtakım somut adımların atılması ilçe turizmi ve ekonomisi için son derece önemli...
Size, benim de yeni öğrendiğim önemli bir ayrıntıyı da aktarmak isterim: Bu ülkede siyasetin nasıl ve ne amaçla yapıldığı ortadayken, böylesi önemli ayrıntıların halk nezdinde mutlaka bilinmesi gerektiğine inananlardanım.
Başkan, belediyeden aldığı maaşı kullanmayıp bunu ihtiyaç sahibi ailelere her ay düzenli olarak dağıtıp pay ediyor. Bu anlamda birçok çocuğa tablet yardımında bulunduğunu öğrendim.
Küçük gibi görünse de, bence önemli bir ayrıntı bu…
Aziz Nesin’in Zübük anlayışıyla yoğrulmuş bir siyasi literatürde bu tür ayrıntılar önemli kıstaslardır ve fikir verme adına size bir dolu malzeme sunar.
Halk ile etkileşim halinde olan siyasetçiler için eleştiri elbette olmalı. Yapıcı ve hakkaniyetli eleştiriler siyasetçiler için yol gösterici birer pusula gibidir aslında. Bu eleştirilerden payına düşeni çıkarabilmekse, erdemdir. Ne yazık ki, siyasetçilerimiz kıssadan hisselerini çıkarma konusunda üzerlerine düşeni yapmada yeterince özverili davranamıyorlar.
Kibir, yaptım oldu ya da bende yanlış olmaz, anlayışının neden olduğu ego, kişiye her daim kaybettirir. Kazanç adına heybesini dolduranlar bunun semeresini hayatta her daim görürler.
Başaran başkan da bu eleştirileri önemsedi, kulak arkası etmedi. İki dönemdir genç yaşına rağmen, ilçe halkına hizmet etmeye devam etmesi de bu önemsemenin bir göstergesi olsa gerek…
Rahmetli babam:”Bir kapıdan içeriye yeniden girme yüzünüzün olabilmesi için, çıktığınız kapıları asla sertçe çarpmayın…” derdi.
Bu güne kadar hayat bize birçok kapıdan içeri girme şansı tanıdı, tanıyor, tanıyacak da… Önemli olan o kapılardan içeri girmek değil, orada kalıcı olabilmektir...