Toplum olarak yaşıyorsak uğruna bedel ödeyeceğimiz değerlerimiz olmalı ve olmalıdır da.
Uğruna bedel ödenmeyen değerlerden yoksun yaşıyorsak fiziki olarak varız hakikatte yok hükmündeyiz.
Değerler toplumda belli yaptırım gücüne sahip toplumu bir arada tutan normları ifade eder.
Bayrak ezan kuran namus vatan din vb. değerlerimiz vardır.
İfade edilen bu değerlere dil uzatıldı mı canına kastedilmiş gibi irkilmek gerek.
Şairin ifade ettiği gibi ‘’Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak uğrunda ölen varsa vatandır.
Çanakkale de binlerce şehidi niye verdik: Şairin ifade ettiği gibi harimi namusunu çiğnetmedi, çiğnetmeyecek.
Ülkemizde bugünlerde kışkırtma amaçlı birileri tarafından gammazlayan oyuna getirilen zavallılar Müslümanların sabrını ölçmeye çalışıyor.
Müslümanların ilahi rehberi olan kur ’ana açık şekilde hakaret ediyor.
Çıplak vaziyette pozlar vererek vücudunu sergiliyor.
Şairin ifade ettiği gibi çıplaklık medeniyetse hayvanlar daha medeni.
Davranışlarıyla Müslümanlara hakaretler edip sözüm ona medenilik adına utanmadan sıkılmadan sergiliyorlar.
Bazı aşağılık varlıklarda bunlara çanak tutup sözüm ona bunu medeniyet adına sergiliyorlar.
İnancından yeterince sahiplenmemiş bazı Müslümanlarda kıs kıs gülerek kayda alıyorlar.
Geçmişte ecdat namus kavramından bahsederken kefenini boynun takıp öyle bakardı.
Şimdi öyle mi kimin eli kimin cebinde belli değil o yüzden boşanmalar artmış aile yuvaları yıkılıyor.
Çoğu basireti bağlanmış zavallılarda hiçbir şey yaşanmamış gibi uzaydan gelme yaratıklar gibi rahat yaşamlarını sürdürebiliyor.
Buradan bizi yönetenlere seslenmek istiyorum: Medeniyet şemsiyesi altına yaltaklanıp poz takınanlar için çıkarılan yasaları, inancıma küfredenler için daha caydırıcı yasalar çıkarsınlar.
Bir Müslüman olarak inancıma küfreden alay eden bu alçak şerefsizleri şahsım olarak tanımıyorum.
Bizi toplum olarak bir ve diri tutan, değerlerimize olan sevgi ve saygımızdır.
Mesela: Yerde duran bir bayrak parçasını kâğıt veya bez olarak algılamayız.
Tam aksine gönlümüzü ve kalbimizi rahatlatan bir değer olarak görür onu yerden alıp temizler öper koklar ve evimizin en müstesna köşesine koyar rahatlarız.
Değerler bir toplumun çimentosudur.
Onlar olmayınca toplum dağılır birliğini koruyamaz.
İslami bir düşünceye sahip olduğumuz fertlerden olduğumuzu zannederiz.
Haramlara tanınan imkân helale tanınmaz oldu.
Yıllarca rabbimiz emrettiği için örtünen bacılarımızı öcü olarak gören bir zihniyetle karşı karşıyaydık.
Alçak zihniyet hakaret edince fikir özgürlüğü olarak görülür, bir Müslümanın ufak bir serzenişi hakaret olarak görülüyordu.
Kur’an medeniyetin zirvesinden seslenerek, Enam süresi(108).ayette: Onların Allah’tan başka tapmakta olduklarına sövmeyin.
Onlarda haddi aşarak bilgisizce Allah’a söverler. Rabbimiz İkazda bulunarak kullarını daha duyarlı olmaları konusunda uyarıyor.
Buradan anne babalara sesleniyorum günlük magazin kültüre ayırdığınız zaman parçasının bir kısmını değerlerinize ayırın.
%98 i sözüm ona Müslüman bir toplumda ateist ve deist kafa kur ’ana hakaret etme cesaretini nereden alıyor.
Adının Mustafa Ahmed oluşu tek başına kurtarmaz. Allah’ın dinini sevdirme ve tebliğ görevinin de olduğunu sakın unutma.
Tıpkı Bediüzzaman tavrı gibi: O zat Avrupa’da kur ‘ana karşı bir saygısızlık olduğunu fark edince: Kur’an’ın sönmez ve söndürülemez manevi bir güneş olduğunu bütün dünyaya göstereceğim diye karar verir ve çalışmasını başlatır.
Bizlerde torunları olarak efendimize olan sadakatimizin ve bağlılığımızı göstermenin zamanı gelmedi mi?
Hatırlarız ya!
Veda hutbesinde size iki şey emanet ediyorum: Kur’an ve sünnetim.
Emanetlere sözel olarak değil yaşantımızla hayatımızın ayrılmaz değerleri olarak görüp hayata geçirmiş olsaydık.
Alçak zihniyet kursağındaki pisliği değerli Müslümanlara karşı kusabilir miydi?
Soruyorum.
Zar zor araya sıkıştırdığımız namazlarımızla rabbimize ve gönderdiği peygambere olan bağlılığımızı bu kadar gösterebildik.
Sonuç olarak diyorum ki :Ey Müslüman! DEĞERLİYSEN DEĞERSİZLEŞME, DEĞERLERİNE SAHİP ÇIK...... s