'' Eskiden bir Türkü vardı, Dağlar seni delik delik delerim,Kalbur alır toprağını Elerim..... Herkesin bir Vatanı var yurdu var,yurdu var, Benim Yurtsuz kalışıma ne deyim Dumanlı dağlar...'' Böyle devam ederdi.
Şimdi Herkesin Bir Gazze'si var lakin Nefisler ile Edilmesi gereken Gazve Yok.
Farkında mısınız bilmem 7 Ekim 2023 günü Başlayan AKSA TUFANI hareketi ile İlk kez Bu ülkede Müslümanlar son 40 yıllık dağınıklık psikolojisini atıp bir araya gelmiş Hemen meydanlara inmiş ülke çapında ses getirmişlerdi.
Öyle bir ses getirmişti ki Gazze konusunda sadece demeç ve beyanat veren Hükümet yetkilileri, Devlet Başkanı bile Bu Rüzgarı arkasına alarak milyonlarca insanın katıldığı bir miting tertiplemişti.
Elbette ki Hükümet ve Devlet Başkanının bu yaptığı yeterli değildir, Hükümet ve Devlet STK ler gibi meydanlara inmek orada duygularını dile getirmekle sorumlu değiller bila-aksi En üst perdeden Yaptırım yapma yetkisine sahiptirler.
Bu güne kadar herhangi bir yaptırım yapmayarak,soykırım bombardımanlarına Hala maruz kalmamış On binlerce Çocuk kadın yaşlının açlıktan ölme durumu ile karşı karşıya oldukları halde bir adım dahi atmamış olması bizleri derinden üzüyor.
Devletin Bu Tutum ve davranışı ilerleyen günlerde STK ler üzerinde de etkili olmuş ki ''DERDİM GAZZE'' diyen yüzlerce Sivil toplum örgütü Enerjilerin birleştirilmesi yerine gittikçe Enerjileri Dağıtarak yeni yeni oluşumlar ( platformlar, vs.) oluşturup Kendi Tabelaları gölgesinde ''bir GAZZE '' bakış açısıyla devam etmeye başlamışlar.
Bir platform bir miting, salon toplantısı, program vs tertiplese, Benim TABELAM ALTINDA değil diye katılım sağlamayıp nefsi ile bir Gazveye girecek kadar samimiyetini yitirmiş duruma geldi.
Öyle ki, ilk günlerde yapılan Yürüyüşler, konvoylar, Mitingler sanki köküne kibrit suyu dökülmüş gibi bırakılıp sağda solda kurulmuş bir kaç stant ile Yok Kan yardımı, Yok Gıda Yardımı, Yok ilaç,battaniye yardımı üzerine birde hazır yasinler, fetih süreleri, bir kaç afiş ile boykot çağrıları GAZZE'yi DERT EDİNMİŞ olarak sahne almaya başladı. salon toplantıları yerini imza kampanyalarına bıraktı,
İyi de Bu yardımlar Nasıl Ulaşacaktı? Hükümete herhangi bir baskı yapılmayıp onun sözcülüğünü yaparak bu yardımlar neden toplanıyor? Yardımları GAZZE'ye Ulaştırmak için Hükümetin işgalci soykırım devleti siyonist İsrail'e yaptırım yapması gerekli, Gazzeye açılan tüm kapılar kapalıyken uzlete çekilmiş devriş gibi fetih süresi yasin süresi okutarak vahşeti durduramayacaklarınızı ne zaman fark edeceksiniz.
- 18 Şubat günü İzzet paşa camii ve stadyum yönlerinden Ahmet Aytar meydanına Çağrısı beş gün önceden yapılmış Bir Yürüyüş Tertiplenmişti. Şimdiye kadar olanlardan farklı olarak Bu Yürüyüşe siyasi partiler kamu kurumları da davet edilmiş Oldukça geniş bir katılım bekliyordum şahsım olarak. ancak ortaya çıkan tablo Beni yanılttı... Oldukça kısır bir katılım vardı.
Şöyle ki 8 Ekim Günü ani bir çağrı ile izzet paşa camiinde kılınan giyabi cenaze namazı ardından Ahmet Aytar meydanına yapılan bir yürüyüş gazi caddesi kaldırımlara kadar dolu ve Kortejin uç kısmı meydana varmış iken arka kısmı daha izzet paşa cami civarında O muhteşem kalabalık Elazığ'ın son 40 yılda gördüğü en muhteşem kalabalıktı. Fakat pazar günkü kalabalık ancak onun üçte biri kadardı dersem kimse beni yargılamasın.
7 Ekim sonrası oluşan o yek vücut mücadele AKSA TUFANI hareketinin 135.günü yerini, BENİM GAZZEM.Yani benim Tabelamın, Benim Partimin, Benim Cemaatimin, Benim Meşrebimin, Benim Liderimin, Benim Nefsimin istediği bir GAZZE ye bırakmış, Sivil toplum kuruluşları Hükümet gibi samimiyetten yoksun sadece türbine oynama mücadelesi vererek adeta ruhsuz birer öncü durumuna düştüler.
Artık Boykot çağrıları kısık, Artık Toplumu Gazze de işlenen soykırıma karşı duyarlı olmaya yönlendirmek yok, Artık Birlik beraberlik yok hatta daha ötesi bir durum söz konusu GAZZE basamak yapılıp Kendi reklamlarını yapan yaptıran oluşumlar varlığını göstermeye başladı.
Hakikatte, Halk her geçen gün duyarlı olurken, Halkı harekata geçirmekle mükellef Sivil Toplum örgütleri Halka rağmen Kendi koltuklarını Tabelalarını güçlendirme adına Birbirleri ile yarışa girmiş durumda.
Samimiyet,Her geçen gün Gazze'li çocuklar gibi Katl edilmekte, Bu vahim gidişatı fark eden maalesef yok.
Çeçenyada, Şehid olmuş bir gencin Annesine yazdığı Mektupta ki O cümleler geldi aklıma.
''Anne. ALLAH azze ve celle Müslümanlar arasından Samimi Olanları seçer, Bu seçilmiş samimi Müslümanlar arasından da Mücahidleri seçer, Seçilen Mücahidler arasından Samimi Olanlardan Cihada katılacakları seçer, Cihada Katılanlar arasından da ŞAHADETE ulaşacakları seçer. Anne Hamd olsun Rabbim beni seçti ve şu an Cihad meydanındayım, Ve Bu Mektubum sana ulaşınca tüm samimiyetimle inanıyorum ki Ben Şehid olacağım...''' ve Şehid olur. zira ilk andan şahadet şerbetini içene kdar samimiyetini yitirmeden devam etmişti.
Ne olurdu ki 21.asrın ortasında insanlık tarihi boyunca emsaline rastlanmayan bu soy kırım bizleri birleştirip samimiyetimizi yitirmemiş olsaydık,
Hamd olsun Her şeye Rağmen samimi ve hiç bir beklentisi olmadan Nefisleri ile Gazve ederek ''bir elin parmak sayısı kadar'' inanmış ''Kuran'ı Konuşan değil Kuranı Kuşanan'' bir platform var.Rabbim Onlardan Razı olsun...
selam ve Dua ile...