Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz hayatını kaybetti. Bir döneme damga vuran önemli bir siyasi kişilik olan Yılmaz, artıları ve eksileriyle bu dünyadan göçüp gitti.
Kimi onu hayırla yad ederken, kimi de siyasi yaşamını eleştiriyor...
Ben, herkesin bildiği şeyler yerine çok az insanın bildiği, hatta bilmediği ayrıntılarla bu siyasi kişiliği değerlendireceğim bugün…
73 yıllık yaşamında bakanlıktan başbakanlığa uzanan, zirveyi görmüş biri olan Yılmaz’ın inişli çıkışı hayatında ilginç ayrıntılar gizli...
28 Şubat sürecinde eleştirilerin odağındaydı. Zira askeri kanadın Erbakan’ın başbakanlığından rahatsız olmasını kendi lehine çevirmesini bildi.
Genel Kurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ile olan birtakım görüşmelerinin ve ses kayıtlarının basına sızması, Yılmaz’ı zor durumda bıraksa da, sonuçta elde ettiği başbakanlık makamının cazibesi, bu tür dedikodulara da kulak tıkamasına neden oldu.
Özellikle 8 yıllık kesintisiz eğitimin hayata geçirilmesiyle imam hatiplerin orta kademelerinin kapatılması, muhafazakar, inançlı kesimi rahatsız etmiş ve bu kesimin Yılmaz’a olan kırgınlığını zirveye çıkarmıştı.
Hatta “Siyasi kariyerime de sebep olsa, 8 yıllık kesintisiz eğitimin hayata geçirilmesi için ne gerekiyorsa yapacağım” çıkışı, bu kadarı da fazla dedirtecek türdendi.
Yine 28 Şubat mağdurları için yurt dışında verdiği bir demeçte onlar için “yarasa” ifadesini kullanması, tepkileri zirveye çıkarmıştı. Kendi kariyeri için yapamayacağı şey yok algısı oluşturan bu çıkış, nihayet bir süre sonra da onu başbakanlık koltuğuna oturtacak bir sürecin de yaşanmasını sağlamıştı.
1996’da Budapeşte’de uğradığı yumruklu saldırı ise, gündemi uzun süre meşgul etmişti. Çünkü önemli bir siyasi kişiliğin yurt dışında yumruklu saldırıya uğrayıp burnunun kırılması, öyle birkaç haberle geçiştirilemeyecek kadar önemliydi. Bugün, konunun ayrıntıları, bazı itiraflarla yeni yeni ortaya çıkıyordu.
Bu saldırı için çeşitli iddialar ortaya atılmıștı. Yılmaz’ın kumara olan merakından dolayı, saldırının Hilton otelinde değil, kumarhanede işlendiği, bu iddiaların başında geliyordu.
Bir diğer iddia ise, bu saldırının MİT tarafından kendisine verilmiş bir gözdağı olduğu idi. Çetelerle mücadelede sarf ettiği sözler MİT’i rahatsız etmiş ve kulağının çekilmesi şart olmuştu. Bu iddiayı ortaya atan isim, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in başdanışmanı olan Hüseyin Kocabıyık…
Kocabıyık’ın iddiaları bununla da sınırlı değildi. Saldırıyı, MİT İçinde Yılmaz’la kavgalı olan Mehmet Ağar, Mehmet Eymür gibi isimlerin yönlendirdiğini söylüyordu.
Dahası da vardı. Bu yumruk, bizim üzerimize fazla gelme, mesajıydı, diyen Kocabıyık, bu hadisenin beklenen sonuca ulaşmadığını, Demirel ile yakınlaşan Yılmaz’a, başbakanlık yolunu açtığını söylüyordu.
“TSK’nın Refah Yol hükümetine istifa et baskısına şahit olmadım”
28 Şubat komisyonuna verdiği bu açıklama da çokça konuşulmuş ve Yılmaz’ın, gerçekleri gizliyor şeklinde eleştirilmesine neden olmuştu.
Mesut Yılmaz denince akla gelen ilk ayrıntılardan biri de kuşkusuz Çiller ile televizyonda yaptıkları açıkoturumlardı. Yılmaz'ın ekranda öfkesine yenilerek sarf ettiği sözler, ekran başındakileri şaşırttığı kadar, ilginç bir sinir harbinin de yaşanmasına neden olmuștu.
M.Ali Birand’ın bir açık oturumda Yılmaz’a: “Siz Başbakan Sayın Çiller’e sinirleniyor musunuz?” sorusuna ise, şu ilginç cevabı veriyordu: “Sayın Çiller kişi olarak benim için hiç önem taşımıyor…”
2004 yılında Türkbank ihalesi kapsamında yüce divanda yargılanan Yılmaz, cumhuriyet tarihinde yüce divanda yargılanan ilk başbakan olarak da tarihe geçti.
Hükümet düşüren Türkbank Skandalı ile ihaleye fesat karıştırmakla suçlanan Yılmaz, zor günler geçirmiş ve Rahşan Affıyla hapis yatmaktan kurulmuştu.
Eşi Berna Hanımın yaşadığı sağlık sorunları ve 2017'de büyük oğlu Yavuz'un intihar ederek hayatını kaybetmesiyle bir türlü toparlanamayan Yılmaz, ilerleyen yaşının da etkisiyle çeşitli sağlık sorunlarıyla mücadele ediyordu. Ve son birkaç aydır da durumunun ciddiyeti herkesçe biliniyordu...
İşte eksileri ve artılarıyla bir döneme damga vuran bir siyasi kişiliğin hayatından ilginç kesitler…
Allah affetsin...