Sokağın ortasında bir yuh çektim. Herkes dönüp baktı. Az değilmişizsiniz, dedim. Kim bilir ne yaptınız da yuh bekler oldunuz. Topunuza yuh olsun.
Yuh olsun cahile cühelaya, hakka kör batıla gör olana, yetim hakkı yiyene, devlet malı çalana, azı çok gösterene, çoğu aza çevirene, herkesi kaz görene, mevkiini enkaz edene, dünyayı karantinaya çevirene, insanlığı yok edene, çevreyi kirletene, ağacı kesene, suyu bulandırana, havayı zehredene, ateşe benzin dökene.
Yuh olsun maiyetine zulmedene, tıksırıncaya kadar yiyip emrindekileri aç bırakana, zıkkımlanıp içene, bünyesindekileri susuz koyana, bir eli yağda bir eli balda olup insanına kuru ekmeği çok görene, buranın şahı da sultanı da benim diyene, kurumlu yürüyene, cakalı oturana, karşısındakine göz ucuyla bakana, makamın koltuğuna gömülene, halka gitmeyene.
Yuh olsun temeli çürük atana, çiviyi yanlış çakana, kaçak kat çıkana, süse kanıp kolonu kaldırana, bu dünyaya kazık çakıp ahirete inanmayana, afet üzerinden edebiyat yapana, oturduğu yerden duygusal ajitasyona başvurana, kirasını depremde arttırana, yola çukur kazana, cama taş atana, cana gözyaşı salana, pişmiş aşa su katana, komşusu açken tok yatana.
Yuh olsun şov yapana, adam kayırana, hayrı hasenatı kendisi için yapana, mazluma tekme atana, masumu hor görene, yere çöp atana, fidanı kökünden tutup çekene, hayvana eziyet edene, suyu kirletene, ekmeği atana, dar günde fırsatçılık yapana, zor günde çelme takana, kötü günde zurna çalana, cenazede halay çekene, başkasının derdiyle hemhal olmayana, yanana yanmayana, ağlayana mendil olmayana, düşene el uzatmayana.
Yuh olsun insan olmayana, cana yanmayana, vicdanı rafa kaldırana, şefkati yok sayana, gözlerinde yaş yerine taş akana, kalbi beton olana, vazifesini ifa ederken bunu büyük bir marifetmiş gibi abartıp milletin gözüne sokana, attığı her adımı yediği her lokmayı paylaşana.
Yuh olsun ülkesine ihanet edene, insanına lanet edene, kendisine düşman olana, bir hiç uğruna ahretini hiç edene, varlığını linç eyleyene, dik durmayana, naylondan kalıba girene, eriyene bükülene, yere kapanana, sürünene, sürtene, el ayak öpmekten dudağı sarkana, temenna edip beli kamburlaşana, başkasını alkışlamaktan eli şişene, başkasını övmekten kalbi körelene.
Yuh olsun hamama girip de aklandığını sanana, ey gafil ruhun katmer katmer kir bağlamış okyanusa girsen sökülmez! Sen ebabil olamadıktan sonra fil sürüsüne, umreye gitsen ne yazar? Gagasında su taşıyan güvercin olamadıktan sonra ülkendeki ateşe, hacca gitsen ne olur? Sen karınca olamadıktan sonra davana, Hicaz’a varsan da nafile!
Yuh olsun sana bana, biz olamadığımız için, yanamadığımız için birbirimize, kol kanat geremediğimiz, aynı acıya ağlayamadığımız aynı sevince gülemediğimiz için.
Yuh olsun insanını etiketleyip fişleyene, şucu bucu yaftasını yapıştırıp ayırana, kendisinden olmayana tavır alana, kendisine benzemeyene posta koyana, takiyeli makam sahiplerine, içi dışı ayrı olana, yüze dost gülücüklü yüzünüzü döndüğünüzde yılan ısırıklı olana.
Yuh olsun insanım deyip de insanlıktan nasiplenmeyene, alt katta cenaze varken üst katta tepinene, yanı başında yangın varken köpüklü havuzda yüzene, çöpte ekmek arayan varken çöpe ekmek atana, enkazdayken birileri malı talan edene.
Asıl deprem yüreğimizde, asıl çığ içimizde… Enkaz altındayız ahlaken, çığ altındayız manen! Yanlışı görüp de susana, haksızlığı görüp de başını eğene yuh olsun!
Bu bir “yuhname”dir, pulu tükürükledir. Hak edene ivedi yazılıdır. Sakın demeyin bana “Yuh artık!” diye, söylediklerim az biledir.