Yaklaşık 8-9 yıl olmuştur Dr.Serhat SEMERCİOĞLU hocamla tanışalı. Elazığ’da Akgün Otel’de düzenlediğimiz eğitim seminerimize Dr.SEMERCİOĞLU, Doç.Dr.Taşkın KILIÇ hocamla birlikte gelerek misafirimiz olmuştu. Gençlere ve kendini geliştirmek isteyenlere kişisel gelişim etkinlikleri kapsamında bir seminer programında güzel saatlere imza atmıştık. Havuz başı sohbet çekimlerinin ardından iki bölümden oluşan kişisel gelişim seminerimiz gençler için verimli saatlerin geçmesine vesile olmuştu. Gerek beyefendi duruşu gerek diksiyonu gerekse kişisel gelişime vermiş olduğu değerli katkılarından dolayı Dr.SEMERCİOĞLU’nu kitaplarını ve seminerlerini takip etmenizi öneririm. Ve şimdilerde Dr.SEMERCİOĞLU birbirinden değerli kişisel gelişim kitapları ile halen daha insanlığa bilimin çerçevesinde hizmetini sunmaktadır. Dr.SEMERCİOĞLU’nun kitaplarından esintilere aşağıda yer verilmiştir. Aynı zamanda TRT de uzun yıllar görev yapan Dr.SEMERCİOĞLU, duygularını kelimelere dökerek yazmış olduğu şiirler ve renkli kişiliğiyle sanata ve kültüre yön vermeye devam etmektedir.
HER ŞEY AİLE İLE BAŞLAR: “Mavi Balina” mağduru Çınar’ın ve ailesinin yaşanmış hikâyesi,
Ryan’ın müzikle olan hüzün dolu hikâyesi,
Okuma uğruna verdiği savaşla tüm dünyada ünlenen aktivist bir çocuğun hayatı,
Akran zorbalığıyla mücadele eden Liz’in ve ailesinin yaşadıkları,
Karadeniz’in küçük bir ilçesinde hayallerine ulaşmak için verdiği mücadeleyi anlatan Mavi’nin hikâyesi...
Tamamı yaşanmış hikâyelerden oluşan bu kitap, bizlere çocuk yetiştirirken dikkat edeceğimiz önemli noktaları gösterirken içindeki tavsiyeler ile ailelere önemli bir rehberlik görevini üstleniyor.
ŞİFRE MATEMATİK: Özellikle ilkokul öğrencilerimizin matematik dersiyle arasını düzeltmek ve matematiğin sihirli dünyasına girmek isteyen herkese hitap eden bir kitaptır.
İNSANLAR BAŞAKLARA BENZER: “İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.” der Montaigne. Bu düşünceyle; içinizi, yüreğinizi doldurmak üzere sizlerle bizi buluşturan bu kitap, kitap dostlarını; yaşamın tam da ortasında yer alan "stres" kavramıyla buluşturup, bu kavramı bütün yönleriyle ve çarpıcı yaşam deneyimleriyle gözler önüne seriyor. Kitap; aklınıza, kalbinize, potansiyelinize kısaca size dokunacak, sizleri yaşamın o sonsuz coşkusuna ortak edecektir.
Dr. M. Serhat SEMERCİOĞLU Kimdir?
1984 yılında İzmir’de doğan (Aslen Muğla/Milaslı) yazar, halen bir devlet üniversitesinde akademisyen olarak çalışmaktadır. Belçika, Polonya ve İngiltere’de alanıyla ilgili araştırmalar yapıp, birçok üniversitede lisans düzeyinde eğitimler vermiştir. “İnsanlar Başaklara Benzer”, “Çocuklar ve Aileleri İçin Para Yönetimi”, “Batuhan’ın Sihirli Matematik Kutusu”, “İlköğretim 1. Sınıf Matematik Ders, Çalışma Kitabı-Öğretmen Kılavuzu” ve “Her Şey Aile İle Başlar” isimli kitapları yazmış ve halen oyun terapisi, çocuklarda stres, çocuk-aile iletişimi, çocuklarda seçici konuşamama alanlarında çalışmalar yapmaktadır.
7-12 yaş arasındaki çocuklarla gerçekleştirdiği doktora tezini 2018 yılında tamamlayan yazar, evli ve iki çocuk babasıdır. Şuan Gümüşhane Üniversitesi’nde Dr.öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
Dr.SEMERCİOĞLU’nun şiirleri ile ‘Şiire Yön Veren Akademisyen Şairler’ kitabımıza katkılarından dolayı teşekkür eder sizleri şiirleri ile bir yolculuğa çıkarmak isterim.
Ezelim ve Ebedim Sensin
Tarihler seni, saatler sevgimi gösteriyordu alacakaranlıkta. Yanımdan insanlar geçiyordu bir yandan,
Bir yandan ölümüne yağmur yağıyordu.
Bense hiç bir şey duymuyordum…
Yağmur ilk kez ıslatamıyordu beni.
Gözlerime sadece suretin geliyordu;
Bakışın, gülüşün, sesin, kokun…
Bir anımı bile sensiz geçirecek olmam çıldırtıyordu adeta beni.
Yanından hiç gitmemek,
Yalanda olsa ellerini hiç bırakmamak istiyordum.
Yalandı bu sevda çünkü seni sevdiğimi bile bilmiyordun…
Benimse tek yaptığım seni sevmekti.
Sadece seni sevmek…
Hayatımda yaptığım yanlışlara karşı,
Belki de tek doğru hareketti seni sevmek…
4 yanlışın bir doğruyu götürdüğü canım ülkemde,
Denemeye değerdi yani bu sevgi…
Deniyorum işte;
Bir yandan da haykırıyorum,
Bu satırları hiç bitirmemek,
Belki de ömrümde ilk kez sevdaya dair bir şeyler yazmak istiyorum.
Sana dair…
Senin için…
İSTANBUL
Hafif bir kanun peşreviyle küçük bir nostalji yapıyorum.
Bir yanımda batan güneşin al kırmızısı,
Bir yanımda Kadıköy’e giden vapurun tınısı…
Gözlerim doluyor.
Martıların çığlıkları ortak oluyor yalnızlığıma.
Işıklardan göremediğim yıldızları görmeye çalışıyorum sonra,
Ama belki de nargilemin dumanı engelliyor gözlerimi.
Bir yudum çay içiyorum.
Ve ardından bir lokma simit…
Boyacı çocukların dünyaya sövmelerini duyuyorum.
Ben de her şair gibi İstanbul’u dinliyorum…
Şehr-i sultana bakıyorum işte derinden.
Mavisine baktığımda, piyanonun ince tellerini hissediyorum.
Yüreğimi okşayan, sakin ve duru bir ses…
İçimdeki fırtınalara inat, beni benden alan bir ses!
Ya Kız kulesi?
Bilmem ne denir ki?
Ne hissetsem, ne düşünsem yine de boş.
Benim nostaljim denizin ortasında saklı işte.
Üsküdar’ın dar sokaklarında saklı gözyaşlarım,
Boğaz’ın kıyılarında saklı anılarım…
Bir otel odasının kirli camlarında saklı şehrin gizemi…
Benim şehrim…
Toprağı da, taşı da bakır olsa,
İstanbul’um benim!
Kimler bitmedi, kimler yıkılmadı ki bu şehirde?
Ben yıkılmışım çok mu?
Haykırmalarım kirli bulutlara karışmış.
Fener alayının dibinde ışıksız kalmışım.
Sözlerim sis olmuş yolları kapatmış.
Ben aslında bir tutam duman olmuşum.
Bir nefeste çıkmışım,
Sel gibi akmışım ümitsiz gönüllere habersiz…
Sultanahmet’in minaresinin ardında görüyorum sonra gölgeni.
Upuzun, narin ve eşsiz…
Her şeyden habersiz, beni çağırıyorsun gizlice.
Uzatıyorum elimi, dokunamıyorum sana.
Uzaktasın biliyorum.
Yedi tepe var aramızda.
İzin vermiyorlar bir türlü kavuşmamıza.
Sözlerimle kucaklıyorum ancak seni.
Yüreğimle, seni seven yüreğimle dokunabiliyorum sana.
Gözlerimle görememişim ne yazar ki?
Ben seni böyle sevmişim…
Meğer ben İstanbul’u senin için sevmişim…
Kişisel gelişiminiz önemlidir, takipte kalın..