Gürsel Erol’un gözle görülür yada şöyle söyleyelim kayda değer bir başarısı olmadığı halde başarılıymış gibi gözükmesinin tek sebebi mevcut milletvekillerinin başarısız siyasetleridir.
Bu açıdan bakınca Elazığ’ın beş milletvekili de laftan başka icraat üretmemektedirler.
Hep laf, hep lafügüzaf.
Hal böyle iken bile, biliyoruz ki bu vekiller tekrar milletvekili olmak arzusundadırlar.
Gayet normal.
İktidar partisinin mevcut vekilleri nereden aday olurlar, nasıl olurlar bunu bilmiyorum.
Elazığ’dan uzak bir yerlerde adaylık boşluğu vardır muhakkak.
Reis ne derse o.
Kendi siyasetleri açısından Elazığ’dan öte olmalarında bir sakınca yok.
Ancak Gürsel Erol’un durumu farklı.
O çok önceden adaylığını açıklamıştı.
İkinci sıradan aday olacaktı.
Kendileri CHP’nin Elazığ’daki tek söz sahibi.
İstediğini görevden alır, istediğini göreve getirir.
Dediği dedik, çaldığı düdük.
Aksini kimse söyleyemez.
İkinci sıra adayım dedi.
Ancak partinin terör partileri ile kol kola gezmesi ve lafla olsa bile yeni şeyler üretmemesi popülaritesini yitirmesine sebep olmaktadır.
Tunceli’deki Ana Fatma Ziyaretgahına peyzaj çalışması adı altında kendi reklamını yapması söz harici icraatlarının sonuncusuydu.
Kısaca bu ülkeye ihanet edenlerle yan yana olanların içinden kahramanlık türküleri söyleyerek sıyrılamayacağını anlamış olmalı ki artık ikinci sıra adaylığı hakkında konuşmamaktadır.
Şimdilik kaynağımı açıklamayacağım fakat Gürsel Erol’un ikinci sıra milletvekilliği adaylığından vazgeçtiği yönünde bazı duyumlar alıyorum.
Aksini iddia ediyor ise söz konusu kararından vazgeçmediğini tekrar duymak isteriz.
Seçimlere daha çok var.
Siyasette bir gün bile çok uzundur.
Belki de Elazığ’dan aday bile olmak istemeyecektir.
Kim bilir?
Yani demem o ki Elazığ’dan milletvekili adayı olmak hiçbir parti için o kadar da kolay olmayacak.