Yeni Ufuk Gazetesi - Elazığ Haberleri - Haberler
2022-09-16 14:13:03

KOVANCILAR’IN DOÇ. DR. MUSTAFA TAMER’E VEFA BORCU VAR VE ÖDENMELİDİR

Muharrem Yılmaz

16 Eylül 2022, 14:13

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk planlı köyü olma özelliğine sahip olan bu yerleşim yeri yörenin dinamik ve çalışkan insanları sayesinde hızla gelişmiş 1967’de belediye teşkilatı kurulmuştur.

Çok sonraları yani 1988 tarihinde ise Kovancılar’a ilçe statüsü verilmiş ve ilçeye ilk kez bir kaymakam atanmıştır.

İşte bu yazımda sizlere ilçenin kurucu kaymakamı olan Doç. Dr. Mustafa Tamer’in Kovancılar’a Kaymakam olarak atanmasını ve yapmış olduğu çalışmalar ve hizmetleri kendi kaleminden aktarmaya çalışacağım.

O halde hep beraber okuyalım Saygıdeğer Valimiz Doç. Dr. Mustafa Tamer Valimizin kaleminden dökülenleri;

“ BİR ŞEHRİN İLK KAYMAKAMI OLMANIN GURURU ‘’Kovancılar’’

04.05.1988 günü Konya’dan gelip Elazığ’a giden Harput Turizm’in akşam Niğde’den geçen otobüsüne binerek; sabah Gakkoşlar ve Harput diyarı olan Elazığ’a indim. 05.05.1988 günü Valilikle görüştükten sonra; öğlen Kovancılar’a beraberimde Kovancılar’ın ileri gelenleri ve bazı gazeteciler konvoy halinde hareket ettik. Çünkü; Kaymakamlık Kurası ile atandığım Niğde Ulukışla’da 4 ncü sınıf ilçe hizmetimi tamamladıktan sonra; 6 ncı sınıf( mahrumiyet) ilçe hizmetimi tamamlamak üzere Elazığ’ın Kovancılar ilçesine ilk kaymakam olarak atanmıştım. Kovancılar’ın ilçe sınırındaki Gülüşkür Köprüsü’nde büyük bir kalabalık vatandaş tarafından karşılandım ve uzun bir konvoy halinde Kovancılar’a ulaştık. Orada bizi büyük ve coşkulu bir kalabalık karşıladı. Protokol konuşmaları ve folklor gösterileri sonunda; eski belediye binasında kaymakamlık makamı olarak ayrılan bir odaya kalabalık olarak girdik ve bir masaya oturdum.( törene ilişkin fotoğraflar ve diğerleri www.mustafatamer.com isimli kendime ait sitede bulunmaktadır.) Odada sadece eski bir masa, bir adet koltuk ve 4 sandalye vardı. Bunun dışında ise; masanın üzerinde ise çok eski bir sümen durmaktaydı. İlk işim bürokrasi ve tembellik simgesi olarak gördüğüm sümeni ortadan kaldırmak oldu. Bütün meslek hayatım boyunca da hiç sümen kullanmadım.

Vatandaşlar haklı olarak ilk günlerde çok kalabalık olarak hoş geldin ve hayırlı olsun ziyareti için kaymakamlığa geliyordu. Ancak odada misafirlerin oturacağı sandalye olmadığından; Kaymakamlığın karşısında bulunan kahvehaneden eski tahta sandalyeler odacı tarafından koşarak getiriliyor , biraz sonra ise kahveci veya çırağı tekrar söylenerek gelip müşterileri için sandalyeleri tekrar toplayıp götürüyordu. İlk önceleri bana sık sık selam veren kahvecinin sonradan beni gördükçe selam vermemeye başlamasından ve bana arkasını dönmesinden manzarayı anladım. Kahvecinin sandalyeler, kül tablaları ve diğer malzemelerinin Kaymakamlığa taşınmasından rahatsız olduğu belli olmuştu. Daha sonra ise, yine bu durum devam etti. Bu kez ise, kaymakamlık bünyesinde vatandaşlardan topladığımız yardımlarla misafirlere ikram edilmek üzere çay yapılmaya başlanmıştı. Bu durum ise; Kaymakamlığa çay satan kahveciyi yine üzmüştü.

Diğer yandan; Belediye ise ilçe olmadan önce ; ‘’ siz Kovancıları ilçe yapın gerisini biz halledeceğiz, Kovancılar ilçe olduğu takdirde her türlü mobilya ve diğer ihtiyaçlarını biz karşılayacağız’’ demelerine rağmen , daha üç ay geçmeden herhangi bir yadım yapmadıkları gibi, belediye fen memuruna ait oluğunu söyledikleri ve benim kullandığım bir masa, 1 koltuk ve 4 sandalyeyi alelacele resmi yazı ile Kaymakamlığımızdan istedi. İlçe oluncaya kadar her türlü yardımı yapmayı vaat eden ve mangada kül bırakmayan yerel siyasetçiler ve belediye yetkilileri Kaymakam geldikten sonra ortadan kaybolmuşlar ve adeta kendileri Kaymakam’dan yardım ister olmuşlardı.

Diğer yandan; Valilikten Yazı İşleri Müdürü Vekili olarak benimle beraber çalışmak üzere görevlendirilen eski bir Nahiye Müdürü kaymakamlığın yazılarını yazmak üzere kendisine ait eski bir daktilo getirmişti. Bu daktilo ile göreve başladığıma ilişkin yazı dahi yazılamamış, Kovancılar Lisesi’ndeki bir daktiloda Kaymakam olarak göreve başladığıma ilişkin yazıyı valiliğe hitaben ancak yazdırabilmiştim.

Neticede ziyaretime ve hayırlı olsuna her gelen durumu uygun olan kişilerden bir katkı isteyerek; süpürge, dosya kağıdı, çay bardağı, kül tablası, mürekkep, zamk, zarf, vs gibi şeyleri dahi yardım olarak topladım. Ayrıca Artvin Murgul Kaymakamlığı’nın demirbaşından silinmiş çok eski bir jip kaymakamlığımıza tahsis edildiğinden, söz konusu araç ile ilçede bulunan petrol istasyonları ve lokantaları sık sık dolaşarak yardım toplamak suretiyle kaymakamlığı ayağa kaldırmaya çalıştım. Makam odasını ise; o zaman müteahhitlik yapan, sonra Elazığ Spor Başkanlığı’nı da yapan Baki AYDIN tarafından tefriş edilmişti. Vatandaşın cefakar katkısı ile ilçeyi kurma yolunda büyük mesafe almıştım.

Böyle imkanlarla kurmaya çalıştığımız Kovancılar 1934 yılında Romanya’nın Kovancılar Köyü’nden getirilen göçmen vatandaşların kurduğu ve 10.09.1987 tarihinde 3352 sayılı yasa ile Elazığ´a bağlı bir ilçe olmuş bir yerleşim yeridir. Palu İlçesi’ne 8 km ve Elazığ-Bingöl ve Elazığ-Tunceli karayollarının kesişme noktasında yer alan Kovancılar Keban Barajı tarafından 3 tarafı çevrili ve sınırları itibariyle Kıbrıs Adası’na benzeyen gelişmiş bir ilçemizdir.

Böylece özetleyecek olursak; yeni kurulan bir ilçe olan Elazığ-Kovancılar’ın ilk ve kurucu kaymakamı oldum.(05.05.1988-26.07.1990) Kovancılar İlçesinde ilk ve kurucu kaymakamı olarak görev yaptığım dönemde; köy halindeki bir yerden; tüm kamu kurumlarının kurulduğu, amir ve memurların atamalarının tamamlandığı, kamu binalarının çoğunun yapıldığı ve bazılarının arsalarının tahsis edildiği ve yatırımların büyük bölümünün tamamlandığı bir ilçeyi hayata geçirdim ve bu sayede Kovancılar günümüzde Elazığ İlinin en büyük ve en hızlı gelişen ilçesi durumuna geldi. İlçe kurulmaya başlamadan önce personel, bina, araç-gereç gibi imkanlar yok denecek kadar az iken ve yeterli ödeneğin olmamasına rağmen; vatandaştan ve yöreden oluşturduğum maddi ve ayni kaynaklar sayesinde ilçe çok az eksiği dışında tamamen kuruldu ve normal bir ilçede bulunması gereken kurumların hepsini oluşturdum. Bu haliyle Kovancılar çoğu eski ilçeden dahi daha iyi duruma geldi. Tarafımdan kurulan Köylere Hizmet Götürme Birliği kanalı ile odun-kömür tevzii, kum ocağı işletilmesi vs gibi diğer alanlarda öz kaynaklar yaratılarak ilçenin kurulmasını gerçekleştirdim. Keban Barajı’nın sularının çekilmesi üzerine, ortaya çıkan araziden bol miktarda kum satarak elde etmiş olduğumuz gelirlerle ilçenin ihtiyaçlarını karşıladık ve bazı yatırımları da gerçekleştirdik.

Özellikle Recep Gündüz isimli bir hayırseverden temin edilen arsalar üzerine öğrenci yurdu, ve devlet hastanesi yapılmasını vatandaş işbirliği ile sağladım. Açmış olduğum traktör sürücülüğü kursuna katılanlar taş ve kum çektirerek hastanenin temelini başlattım. 13 köyde arıcılık kursu açılarak; uygulanan arıcılık projesi ile kovan ve diğer malzemeler vatandaşa dağıtılarak yörede arıcılığın gelişmesinde öncü rol aldım. İlçe jandarma binası, lise binası, spor sahası, öğretmen evi, bölge trafik istasyonu, PTT binası, gibi yatırımlar ilçe merkezinde gerçekleştirildi. Diğer birimlerin ise; arsalarını temin ederek ifraz ve tevhit işlemleri ile imar durumlarını çözerek yatırım yapılacak hale getirdim. Yapılması gereken diğer birim hizmet binalarının tamamının arsaları temin edildi.

İlginç olan ise; o senelerde mevcut hükümet ve siyasiler tarafından il kurmanın moda olduğu ve illere kurulmadan plaka numaralarının dağıtıldığı dönemde; Kovancılar Belediye Meclisi’nin ‘’ Kovancıların il olma isteği’’ yönünde almış olduğu kararını gereğinin yapılması için İçişleri Bakanlığı’na gönderilmek üzere; Erzurum Vali Yardımcısı olarak atandığım için görevden ayrılmadan bir hafta önce Elazığ Valiliği’ne göndermem olmuştur. Buda Türk İdare Tarihi için; ‘’daha ilçe olması yeni tamamlanmış bir yerin, il olma isteği ‘’ şeklinde ilginç ve anımsanacak bir anekdot olarak hafızlarımızda yer almıştır.

Bunları bir anı olarak ve yapılanların şimdide hatırlanması açısından yazdım.

Bugün; Kovancıların ilk ve kurucu kaymakamı olmanın verdiği gururu ve hazzı hala taşımaktayım.

Dr. Mustafa TAMER”

Günümüze geldiğimizde Kovancılar ilçesinin Kurucu Kaymakamı olan Sayın Doç. Dr. Mustafa Tamer’in ismi ne bir okula, ne bir parka, ne bir cadde veya sokağa verilmiş değildir.

Çok şey mi kaybederiz, ilçenin bir noktasında da olsa yaşatmalıyız böyle değerli isimleri. Ayrıca bu bir gelenektir.

Geç kalınmış olsa bile, Kovancılar’ın ilgili, yetkili ve etkili ellerinin bu kadar hizmeti ve emeği olan ilçenin kurucu kaymakamına hakkını vermesi gerekir.

Umarım konu Belediye Meclisi’nde gündeme getirilir ve Doç Dr. Mustafa Tamer valimize hakkını teslim ederiz ve üzerimizdeki borçtan da kurtulmuş oluruz.

Günümüz bürokrat ya da siyasilerinin de Kovancılar Kurucu Kaymakamının azminden, çalışkanlığından ve kararlılığından feyz almaları da gerekmiyor mu, ne dersiniz?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.