Baştan yazmakta fayda var; Sinan Ateş bir ülkücü şehittir ve bu saatten sonra hiç kimse bu hain suikast üzerinden siyasi rant devşirmeye kalkmasın..
Sinan Ateş bir ülkücü idi, aynı zamanda da bir bilim insanıydı..
Tarih doçentiydi..
Hem siyaseti hem tarihi iyi bilenlerdi.
Bu ikisini harmanlayabilmiş çok az insan vardır memleketimde..
Her şeyden önce MHP’li ülkücüydü ve partisinden son dakikaya kadar da vazgeçmiş bir kişi değildi..
Bu sözlerin üzerine gereksiz lakırdı edenlerin ipi okyanus ötesindekilerin elindedir.
Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı zamanında çok yakın iki dostum da onun yönetimindeydi.
Ara sıra dostları ziyaret amacıyla gittiğimde bazen karşılaşırdık..
Küçük küçük sohbetlerimizden öteye gitmeyen bir tanışmışlığımız vardı..
Nazik, ilgili, bilgili, ve titizdi..
Yönetimindeki dava arkadaşlarını da hep eğitimli ve davasının bilincindeki kişilerden oluşturmuştu..
Şahsiyetli bir dava adamı ve kendisini bu yolda hazırlamış istikbal vadeden bir bilim ve siyaset insanıydı aynı zamanda..
Burada bir parantez açalım hemen, bizim Türk milliyetçilerinin en büyük handikabı, davayı omuzlayıp taşımak yerine davanın üzerine oturup yükselme eğilimdeki ülkücülükten geçinme olmuştur, bunu hep müşahede etmişiz maalesef..
Oysa Sinan Ateş böyle garabet işlerle meşgul olmamıştır.
O davasını bin bir zahmetlerle dağların en zirvesine çıkarmak için uğraşan son ülkücü neferlerdendi..
Türk düşmanı olanlar ne yazık ki nifak tohumlarını bu defa Sinan Ateş suikastı üzerinden atmak istediler..
O yüzdendir ki onu bir ülkücü öldürmedi..
O yüzdendir ki onu bir ülkücü öldürtmedi de..
Bir yazar büyüğümüzün de dediği gibi;
Uğur Mumcu’yu kim katlettiyse,
Turgut Özal’ı kim zehirletip öldürdüyse,
Eşref Bitlis’in uçağına kim sabotaj yaptırdıysa,
Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterini kim düşürüp onu şehit ettiyse,
Sinan Ateş’i de onlar öldürmüştür..
Peki niçin;
MHP’ye olan Türk milliyetçileri desteğini kesmek için,
Türk milliyetçileri ve ülkücüleri arasında ayrıştırma yapmak için,
Türkiye Yüzyılı denilen yeni Türk asrının başlamadan bitmesini sağlamak için,
2023 seçimlerindeki kalmak ve başarmak ile gitmek ve gerilemek arasındaki ikilemde geriye rücu etmeyi sağlamak için,
Yani 1918 yılı şartlarına geri döndürülmek istenen bir Türkiye bırakmak için Sinan Ateş’i şehit etmişlerdir.
Tük milliyetçilerini bölüp parçalamak ve birbirlerine saldırtmak için bir operasyonla Sinan Ateş şehit edilmiştir.
Gelinen notada görüyoruz ki, bu cinayet üzerinden rant devşirmek isteyenlerin, kaos planı oluşturmak isteyenlerin sesi çok gür çıkmakta ve çıkmaya da devam ediyor..
Bu hain olayın hemen akabinde Türk birliğinin ve Türklerin düşmanı olan ne kadar cenah varsa olayı habire kanırtmaya çalışmışlardır ve çalışmaya da devam etmektedirler..
Türkiye’nin tescilli bütün düşmanları günlerdir olayı yüksek tondan seslendirmeye devam etmektedirler..
Sayın Lider Devlet Bahçeli’nin suskunluğundan dem vurarak Türk milliyetçilerini MHP’den koparmanın derdindeler..
Siyasi rant peşinde koşan leş kargaları gibi..
En başta da fetonun itleri bu lakırdıları ayyuka çıkarmanın hesabındalar..
Biliyorsunuz onlar Türkiye karşıtı küresel çetelerin oyuncağı ve piyonu olmaktan imtina etmeyen satılık yada satılmış vatansızlardır..
Sosyal medyalarından sahte isimlerle MHP’li olduklarını ancak bu olaydaki suskunluktan dolayı istifa ettikleri çakma haberleri hızlıca gündemlerine almakta gecikmediler..
Bir taziye mesajını MHP’nin liderinden esirgeyen bir siyasi oluşum çıktı karşımıza..
Taziye evi MHP’dir ve taziye verilmesi gereken kişi de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir..
Boş lakırdılarla ve sinsi planlarla kimse Türk milliyetçilerini, ülkücüleri bölemeyecektir..
Ve yine biliyoruz ki günümüz Türkiye’sinde ülkücülük MHP’de ve onun gibi düşünebilen ve davranabilen Türkiye sevdalısı oluşumların omuzunda yükselir..
İpi okyanus ötesinde olanalar ile Türkiye karşıtı küresel güçlerin elinde oyuncak olanların kirli emellerine alet olmayacak kadar asil ve yüce bir davadır ülkücülük..