Hayatın insana bir ömür boyunca neler getirebileceğini tahmin etmek pek de kolay değil. İyi veya kötü… ancak yine de bizlere hazırladığı sürprizlere hazırlıklı olmak gerek. Bize sunulan bir hediye paketi gibi düşünelim hayatı; paketin içinde ne olduğunu bilerek açmak, bizlerde herhangi bir heyecan uyandırmaz.
Asıl önemli olan o hediye paketini açarken neyle karşılaşacağımızı bilmeden, heyecanımızı yitirmeden ve hep diri tutmaktır. Bazen hoşumuza gitmeyen ya da sevmediğimiz bir hediye çıkabilir o paketin içinden. Bu, bize o hediyeyi alana karşı tavrımızı değiştirmemeli.
Hayat da böyle bir şey, her zaman planladığımız gibi gitmeyebilir veya daima güzel şeyler çıkmayabilir karşımıza. Olumsuzluklara takılı kalmayıp onda saklı olan güzeli bulmaya çalışmalıyız.
Her gecenin ardına gizlenmiş bir sabah var olduğu müddetçe umudun da olduğunu unutmamalıyız. Eğer güneş, her sabah dağların ardından yükseliyorsa; gecenin karanlığını yırtarak gökyüzüne mavinin en güzelini hediye ediyorsa bizler de umudun en güzelini yüreğimizden eksik etmemeliyiz. Umudu olmayan insanın bir cesetten farkı yoktur.
Çıkan sert bir rüzgârdan sonra dalı kırılan gül, rüzgâra küsüp filiz vermeseydi bahçelerin hepsi tarumar olmaz mıydı? Bülbül, ayağına batan dikene takılıp kalsaydı bugün maşuku için öyle güzel nağmeler ortaya koyabilir miydi? Olumsuzluklara karşı gösterilen şükürle yoğurulmuş sabır, bizleri mutlaka güzelliğin bahçesinde açan çiçeklere kavuşturacaktır.
Kur’an-ı Kerim’de Bakara suresinde şöyle bir ayeti kelime vardır:
“ Hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır. Siz bilmezsiniz ama Allah bilir.”
Bizler bu ayeti aklımızdan çıkarmadan hayat denilen bu yolda yürümeye başlarsak hiçbir kötülük, olumsuzluk bizi ümitsizliğe sürükleyemez ve sıkı sıkıya tutunabileceğimiz bir umudumuz her zaman yanıbaşımızda var olur.
“Her fırtına hayatınızı bozmak için gelmez, bazıları yolunuzu temizlemek içindir.” anlatmak istediklerimi destekleyen bu güzel cümleyi de Paulo Coelho söylemişti. Yaşadığımız veya yaşayacağımız olumsuz durumlar bizden bazı şeyleri alıp götürmüş gibi görünebilir. Belki de yürüdüğümüz yolun üzerindeki dikenleri, taşları alıp bizlere daha güzel bir yol yapmıştır.
Yaşanılan olaylardan çıkarabileceğimiz anlamlar aslında olaylara baktığımız pencereye de bağlıdır. Cama sinmiş kirli lekelere takılı kalırsak onun ardındaki güzeli göremeyiz. Ya camı kirlerinden arındıracağız ya da pencereyi açacağız. Her zaman doğruyu ve güzel aramalıyız ki onlar da bizleri bulsun.
Kırılan dalına bakıp üzülme, kırıldığını sandığın yerden taptaze bir filiz vereceğini unutma.