Son bir iki günün merak edilen sorusudur yazının başlığı ‘’Niye Girdi’’
Vallahi girmesi gerekiyordu girdi.
Sokacaktı soktu.
Bu cümleler yanlış çağrışımlar yapabilir, telaş etmeyin girme olayını sağa sola çekmeden, yanlış anlamalara meydan vermeden, RTÜK ‘’Girme’’ kelimesini yazıdan cımbızla çekip sayfamı kapatmadan, başımı belaya sokmadan hemen açıklayayım, girilen yer NATO giren İsveç.
NATO denilince dengem bozuluyor, saçma sapan konuşup yazmaya başlıyorum, bu yazı da öyle başladı kusura bakmayın.
NATO; bu örgüt görünürde bir savunma örgütüdür, iki kutuplu Dünya da, güya ‘’Özgür Batı’’ Dünyasının güvenliğini sağlamak için kurulmuştur.
İki kutuplu Dünya yıkılalı 34 sene oldu, zaten Dünya sözde iki kutuplu iken bile tek kutuplu, bir merkezden yönetilen bir Dünya idi, kutupların kırmızı ve Mavi tarafları Emperyalist Dünya aklının birer tetikçisi idi.
Biz yine de O günlerdeki hali ile Dünyayı iki kutuplu düşünüp iki soru ile yazımıza devam edelim.
Kırmızı Kutup yok olduğuna göre NATO niye var.
Kırmızı Kutup dağıldığına göre, NATO genişleyerek niye varlığını devam ettiriyor.
Bu sorulara farklı cevaplar verilebilir, bu cevapların günümüzde en dikkat çekeni, NATO Dünyada İslamcı yükselişe kaşı varlığını devam ettiriyor şeklinde olanıdır.
Peşinen bu cevaba Hayır, yanlış diyerek devam edelim, Dünyada ki İslamcı yükseliş diye yutturulan hareketlerin İslam ile ilgisi yoktur, bu hareketlerin silahlı olanları Emperyalizmin vekâlet savaşçılarıdır, silahsız olanları ise yine Emperyalizmin ‘’Barışçıl’’ örgütleridir.
O zaman rahatlıkla sorulan soruya şu cevabı verebiliriz NATO mazlum milletlerin başında sallanan bir balyoz, bir kılıç, bir sopadır, başını kaldırırsan seni yok ederim diyen tehditkâr bir ses, bir Terör örgütüdür.
Bu tespitler çok sivri ve agresif bulunabilir, hayır yıllarca bu ifadeleri kullandım, yazdım, NATO ve benzeri örgütleri Ulusal bağımsızlığımız için bir tehlike gördüm.
Gelelim güncel meseleye, İsveç’in NATOYA girme meselesine.
Bu girme işi en fazla bizi rahatsız etti, bizden sonra ise en çok rahatsız olan ülke Rusya oldu, Rusya bu günlerde Sovyet Emperyalizmini yeniden canlandırma tutkusuna kapılmış, NATO genişler ise bu Ütopyam gerçekleşemez diyor.
Biz ise, önce terör örgütlerinin bu ülkede barınmalarını gerekçe gösterip, sonra her tarafı istihbarat oyunu kokan, arkasında Rusya olduğu bilinen Kuran yakma gibi bir edepsiz eylem sonucu bu katılıma karşı çıktık.
Fazla uzun sürmedi bu karşı çıkışlarımız, yaptığımız zehir, zemberek açıklamaları bir anda yuttuk, tükürdüğümüzü yaladık, bir gece de katılıma onay verdik.
Tıpkı Kenan Evren’in Yunanistan’ın tekrar katılımına onay verdiği gibi.
Bu arada muhalif medya ve muhalif siyasilerin, aaaaaa bakın ne yaptı önce bağırdı sonra kabul etti şeklindeki edepsiz karşı çıkışlarına da şahit olduk.
Sanki kendileri iktidar da olsa idi direnebileceklerdi.
Neyse, NATO gibi bu zavallılar da asabımı bozuyor, geriliyorum.
NATO Emperyalist üst aklın, ABD liderliğindeki bir örgütüdür, bu silahlı örgüt bir savunma örgütü değildir, bir saldırı örgütüdür, Dünyanın her yerinde açık ve örtülü operasyonlar yapan bir terör örgütüdür.
Bu kanlı örgütün lideri ABD ben bu örgütün dolayısı ile örgüte üye ülkelerin babasıyım, ben ne dersem O olur, kesin sesinizi diyerek İsveç’in örgüte girmesine karşı çıkan birkaç cılız sese inat yapacağını yaptı, İsveç’i NATOYA soktu.
Bağıranlar, itiraz edenler ne aldı, ne kazanç elde etti pek de önemli değil, hep böyle olur zaten bu işler, bağıranın ağzına bir emzikli şeker sokulur, sen bununla oyalan denilir.
Yine öyle oldu, İsveç NATOYA girdi, Atı alan Üsküdar’ı geçti, geçemeyenler emzikli şeker yalamaya devam edecek gibi, ta ki bu lanet olası terör örgütünden kurtulana kadar, bağımsızlık meşalesini yakana kadar.
Neyse yazının başındaki gibi acayip, her yere çekilen cümleler kurmadan yazıyı bitirdim çok şükür.