Suyun akışına mı yaşamak, yoksa hayatta her şeyin farkın da olmak adına, kendini bulmakla mı başlamak.
Hayatımız boyunca ne çok ikilem için de kalma ihtimalimiz olsa da, asıl olan ilk çıkış noktanız ve doğru karar ve tercihle başlama halinizdir.
Gömleğimizin ilk düğmesi yanlış iliğe iliklenmişse, devamı da yanlış devam edecektir, sona ulaşıp, yanlışı fark edinceye kadar.
Hayat çizginiz nasıl çizilmiş olursa olsun, başlangıç noktanızdır sizi başarı ve mutluluğa götüren.
Birçoğumuz yanlış noktadan, yanlış tercihle yola çıkmış olsak da, aklımız yüreğimiz ve farkındalık seviyemizle, en başa dönüp, yine, tekrar mücadelemizi devam ettirebiliriz.
Mesele sadece yanlış noktadan başlamak değil, yanlış gidişte olduğumuzun da erken farkına varabilmek.
Hayat, dogmatik gerçekliğimizin ötesin de, her anımız da bizlere mesajlarla doludur.
Mesajı almak için görmek, görmek için bakmak, bakınca da doğru algılamak gerekliliği vardır.
Doğru algılar sonrası kendi hayatımıza, yaşamsal işlevlerimize doğru adapte etmektir devamı.
Bir sufi ustasına sormuşlar:
''Yolunda sana rehberlik eden kimdi? ''Usta: ''bir köpek'' diye yanıt verdi..
- Köpek mi?
-Evet, bir köpek '' Bir gün onu gördüm ki susuzluktan neredeyse ölecek suyun kıyısında dikiliyor.
Her seferinde suda ki yansımasını görüp korku ile kaçıyordu.
Çünkü onu başka bir köpek sanıyordu.
En sonun da susuzluğun getirdiği mecburiyetle korkusunu yenerek suya daldı ve diğer köpek yok oldu! Köpek engelini gördü.
Ki bu kendisi idi. Ve gördüğü şey ile kendisi arasındaki bariyer yıkıldı.
Aynı şekilde, benim de kendi engelim kalktı .'' dedi usta.
Kendimin kendime perde olduğunu anladım...
Ve yolumu bu köpeğin davranışından buldum.'' !
Kendimizi sevmek, kendimizi önemsemek ve nihayetin de kendimizi bulmak.
Kendimizi bulunca ne çok güzellik ve mutlu yaşama serüveninin kapısını aralamış oluruz.
Yaşadığımız hayat, hepimiz için belirgin ama hiçbir insanın bilmediği ömrü.
Kaç asır geri de kaldı, farklı asır ve rakamlar dillendirilse de, çok uzun yıllar genellemesi yanlış olmaz.
Hem yaşayacağımız zaman dilimi, hem de madde olarak zerreyiz.
Bu muamma, bu derinlik için de, her insan, her yaratılan, farkın da olabildiğimiz kadar bilgeyiz.
Kendimizi bulmayı başardığımız kadar kendimizi tanıdığımız kadar insan, insanlardan öndeyiz.