Türkiye’miz de, ülkemizde asgari ücretin belirlenmesinde etkili bir rakam açıklanıyor.
Bu açıklama elbette devletimizin resmi kurumlarınca, araştırma ve analizler sonucu belirlenip açıklanıyor.
Hayır, yaşadığımız düzen kapitalist bir uzantı olsa dahi tokluk sınırı belirlenmesinde bir beis yok. Halen hazırda içinde bulunduğumuz tüm olumsuz şartlar ve uzantıları, etkileşimleri de göz önüne alınarak bir de tokluk sınırı belirlensin.
Öyle ya, sonuçta milyonlarca insan açlık sınırı altında asgari ücret alarak yaşam mücadelesi verirken daha da feci olanı asgari ücrete razı, iş bulamayan, çalışmayan, çalışamayan da milyonlarca insanımız var.
Hayır, ekonomist unvanım olmadığı gibi rakamsal uzmanlık içerikli bir deneyime de sahip değilim.
Bazı durumlar vardır ki alenen ortada apaçıktır.
Hatırlar ve bilirsiniz ki Çin devletinin kurtuluşu üretimde, üretmekte bulması sonucu çok küçük rakamlarla insanını çalıştırıp aklınıza gelebilecek çokça çeşit meta üretimini başlatmış ve ülkemiz de dâhil olmak üzere dünya ülkelerine ihracatını yapmıştır.
Hatırlarsınız ki; “bir milyoncu” dükkânları o günlerin toplumumuz da bıraktığı yeni bir dükkân, işletme firmalarının ismidir.
Evet, o günlerde paramızdan altı sıfır atılmadığından bir milyon, bir liranın eş değeri.
Geldik günümüze, yaşadığımız günlerde Çin devletinin ülkesinde uyguladığı asgari ücret dolar bazında ülkemizden yüksek, nereden nereye diye düşünmemek mümkün değil. Madem asgari ücret uygulama rakamımız Çin ülkesinin dahi gerisine düşmüş, üstüne üstlük milyonlarca işsizimiz mevcut, zira işsiz demek geliri olmayan demek, rakam da telaffuz edemeyiz.
Ülkemiz de bir de tokluk sınırı mı belirleyelim diye düşünmemek hata.
Tokluk sınırını nasıl belirleyeceğiz? Halk arasında dünyalığım tamam der geçenler olur ya, tam da bu tarifle eşleşiyor.
Aç olmanın karşılığı tok olmak değil de, hiç çalışmasa, bakmakla yükümlü oldukları dâhil ölünceye kadar kabul edilebilir seviyede yaşamlarına yetecek miktarda para ya da karşılığına sahip olanlara tokluk sınırını geçmiş diye tanım, tarif getirebiliriz.
Bu günlerde popüler olan, ev, araba sahibi olmak, iki araba sahibi olmak, buzdolabı, beyaz eşyaların tümüne sahip olmanın, tümünün çok üzerinde bir gerçeklik.
Tokluk sınırını belirleyince ne olur, nasıl bir faydası olur, bu manada fikir sunmayacağım, haddimi bilerek susulması gerektiğini düşünüyorum.
Tokluk sınırını geçenler, dünyalık meselesini çözmüş olanlarımızı görmek, bilmek, rakamlarını belirginleştirmek, asgari ücrete tabii yaşayan, asgari ücreti dahi bulamayıp açlıkla yüzleşenlerin durumlarıyla ilgili sentezleme yapmakta çok faydalı olmaz mı, olur.